Lula Brezilya’sının Yükselen Küresel Rolü

Mustafa Kökmen

Latin Amerika Uzmanı

Brezilya, Latin Amerika’nın en büyük ekonomisi ve nüfusuna sahip olmasıyla bölgesel bir güç olarak öne çıkıyor. Özellikle seçim sonrasında yeni Başkan Lula da Silva’nın liderliğinde Brezilya dış politikasını daha bağımsız ve çok yönlü bir zemine oturtma stratejisiyle küresel düzeyde de etkisini artırma çabasını sürdürüyor. Önceki Başkan Jair Bolsonaro döneminde tam anlamıyla sağlanamayan dış politikadaki kapsayıcılık ve jeopolitik etki Lula döneminde farklı bir boyut kazanmıştır. Brezilya, yalnızca Latin Amerika’da değil, aynı zamanda küresel platformlarda da dikkat çeken bir aktör olarak birçok uluslararası örgütte yer alıyor.

Brezilya, farklı jeopolitik ve ekonomik yapıların üyesi olarak küresel etkisini çeşitlendiriyor:

  1. G20: Brezilya, dünyanın en büyük 20 ekonomisinin bir araya geldiği bu forumda aktif bir rol oynamaktadır. 2024 yılında Brezilya’nın G20 başkanlığı, Lula’nın dış politikadaki çok yönlülüğünü güçlendiren bir platformdur​. Kıta genelinde hali hazırda Brezilya’nın dışında G20’de ye alan yalnızca Meksika ve Arjantin’in olması ve bölgedeki güç dağılımını öne çıkartmaktadır.
  2. BRICS: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’nın oluşturduğu bu ekonomik blok, gelişmekte olan ülkeler için alternatif bir ekonomik güç merkezi olmayı hedefliyor. BRICS, Batı merkezli finansal ve politik yapılara bir denge unsuru olarak değerlendiriliyor. 21.yy. ilk çeyreğinin sonuna gelinirken doğuda büyük bir hızla yükselen Asya-Pasifik ülkelerinin temelini attığı bu uluslararası oluşumda Latin Amerika’dan bir devletin yer alması ve bu aktörün de Brezilya olması elbette önemli bir dış politika kazanımı olarak kabul edilmektedir.
  3. BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği: Brezilya, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde önemli bir aktör olarak, özellikle Güvenlik Konseyi’ndeki geçici üyeliği sürecinde barış ve güvenlik konularında söz sahibi olmuştur.
  4. MERCOSUR: Latin Amerika’daki ticari entegrasyonu güçlendirmek amacıyla kurulan bu birlik, Brezilya’nın bölgesel ekonomik etkisinin en somut örneklerinden biridir. Kıtada bulunan ekonomik fırsatları iyi kullanan ve küresel pazarlara karşı bölgesel iş birliğini öne çıkartan MERCOSUR içerisinde Brezilya’nın yer alması mühimdir.

Lula Dönemi Dış Politika Başarıları ve Öncesi ile Karşılaştırma

Lula da Silva, 2003-2011 ve 2023’teki başkanlık dönemlerinde Brezilya’nın hem bölgesel hem de küresel rolünü önemli ölçüde artıran dış politika hamleleriyle dikkat çekiyor. 2010’larda ülke, BRICS, G20 ve BM gibi kuruluşlardaki rolüyle küresel meselelerde söz sahibi oldu. Lula’nın politikası, Batı ile ilişkilerini dengelemeye çalışırken, gelişmekte olan ülkelerle dayanışma ruhunu güçlendirme amacı güttü. Bu tutum önceki başkan Jair Bolsonaro dönemine nazaran çok daha efektif kurgulanmıştır.

1. Bölgesel İş birliği ve Güçlendirme: Lula’nın ilk dönemlerinde Brezilya, özellikle MERCOSUR ve UNASUR gibi Latin Amerika’nın entegrasyonuna yönelik örgütlerin güçlenmesine katkı sağladı. Bölgesel liderlik iddiasını koruyarak Latin Amerika’daki ekonomik ve siyasi istikrarın teminatı olmayı hedefledi. Bu kararlı dış politika anlayışı ise gelecekte kurulacak BRICS içerisinde kurucu olarak yer almasını sağladı. Bu konuda bilhassa coğrafi olarak diğer kurucular ile ortak noktası olmayan Brezilya’nın organizasyon içerisinde yer alması oldukça önemlidir.

2. Küresel Çok Yönlülük: Lula, Brezilya’nın küresel arenada daha bağımsız hareket edebilmesi için BRICS ve G20 gibi örgütlere büyük önem verdi. Rusya ve Çin ile ilişkileri geliştirirken, Batı ile de dengeli bir ilişki kurmayı başardı. 2023’te Rusya-Ukrayna savaşı gibi küresel krizlerde tartışmalı açıklamalar yapmasına rağmen, Brezilya’nın tarafsız ve arabulucu bir rol üstlenme çabaları dikkat çekicidir​. COVİD-19 Pandemi döneminde oldukça kötü bir süreç geçiren Brezilya ekonomik anlamda daha da negatif yönlü ilerleme kat etmişti. Bu durum beraberinde Brezilya’nın alternatif ekonomik iş birliklerine yönelmesine yol açtı.

3. Ekonomik Diplomasi ve Kalkınma: Lula döneminde Brezilya, ticaret diplomasisine de odaklandı. Afrika ve Asya ülkeleriyle gelişen ilişkiler, Brezilya’nın küresel pazar çeşitliliğini artırmasına yardımcı oldu. Özellikle tarım ve enerji ihracatında Brezilya, dünya lideri ülkelerden biri haline geldi. Rusya-Ukrayna savaşı sürecinin başlarında yaşanan tahıl krizi gibi meselelere uzlaştırıcı ve çözüm odaklı yaklaşımlar ile söylem geliştirdi. Ticari diplomasi mevcut Brezilya dış politika davranışlarının temelini oluşturmaktadır. Brezilya’nın içinde bulunduğu ekonomik kriz dolayısıyla çözümü dışarıda araması sürecin doğal olarak nihai sonucudur.

Önceki Dönemlerle Mukayese: Lula öncesi dönemde Brezilya, daha çok Batı ile ticari ilişkiler üzerinden dış politikasını şekillendiren bir ülke olarak görülüyordu. Ancak Lula, Brezilya’yı sadece Batı merkezli yapılardan değil, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelerle işbirliğine dayalı bir küresel strateji ile daha özerk bir konuma taşıdı. Bu yaklaşım, BRICS gibi Batı karşıtı dengeleyici güçlerde daha aktif bir rol üstlenmesini sağladı. Elbette mevcut konjonktürde hala en imtina edilen husus ekonomik parametrelerdir. Fakat bu durum Lula’nın göreve gelmesi sonrasında daha kapsayıcı ve çok yönlü politika anlayışına bürünmüştür.

Lula Döneminde Başarı Sağlanan Somut Alanlar:

  • Küresel Çapta Öne Çıkma: Brezilya, G20 ve BRICS gibi platformlarda Lula liderliğinde daha belirgin bir konuma yükseldi. Bu durum kuşkusuz son yıllarda Brezilya için edinilen en önemli kazanım ve somut çıktı olarak öne çıkmaktadır.
  • İklim ve Sürdürülebilirlik Politikaları: Lula, özellikle çevre koruma ve Amazon yağmur ormanlarının korunmasına yönelik küresel tartışmalarda aktif bir rol oynadı. İklim değişikliği ile mücadelede Brezilya’nın küresel sorumluluklarını artırdı. Küresel sistemin inşa ettiği kavramlar arasında yer alan “iklim değişikliği” “cinsiyet değişikliği” “gıda milliyetçiliği” gibi kavramlar Brezilya’da sıkça kamuoyunun gündemini işgal etmektedir. Brezilya yönetimi ise kültürel ve toplumsal norm ve birikim ile söz konusu kavramlara çözümler geliştirmektedir. Amazon havzasının korunması hususu da Brezilya için geçmişten bu yana her daim önemli bir gündem maddesi olmuştur.
  • Diplomatik Denge: Brezilya, Çin ve ABD gibi büyük güçler arasında denge kurarak dış politikasında çok yönlülüğü benimsedi. Çok kutuplu dış politika sistemine dönüşen uluslararası sistem, yakın dönemde Brezilya gibi birçok aktörün çok kutuplu diplomasi yönelimine şahit olmuştur. Brezilya da ABD’nin arka bahçesi olarak tek eksenli diplomasi davranışı kalıplarını yıkmak için gayret sarf etmektedir.

Sonuç

Lula da Silva, Brezilya’yı Latin Amerika’da güçlü bir bölgesel aktör yapmanın ötesine geçerek, küresel meselelerde de önemli bir oyuncu haline getirmiştir. Dış politikada çok yönlü ve dengeli bir çizgi izleyen Lula, Brezilya’nın hem bölgesel entegrasyon hem de küresel diplomasi alanında etkisini artırmayı başarmıştır. Bu yönüyle Brezilya, Latin Amerika’nın ötesinde, küresel bir aktör olarak kendini konumlandırmaya devam etmektedir. Latin Amerika’da öne çıkan aktörler öncülüğünde kıtaya karşı uluslararası bakış hızla gelişmektedir. Kamu diplomasisi faaliyetleri ile bölgesel bir güç olma mücadelesi veren Brezilya için bu dönemin bir çıkış ve ivme noktası olduğu açıktır.

Yazar Mustafa Kökmen

Diğer Yazımız

İsmail Gaspıralı’nın Türk Milliyetçiliği Anlayışı

Ahmet Doğanses POLSAM Başkanı İsmail Gaspıralı, 21 Mart 1851’de Kırım’da bulunan Avcıköy’de doğmuştur. Rus resmi …