Psikolog
Adolf Hitler yönetimindeki Nazi subayları, pek çoğumuzun hayal dahi edemeyeceği acımasızca eylemleri gerçekleştirmiştir. Hitler döneminin sona ermesinin ardından yakalanan Nazi savaş suçluları ise “Ben yalnızca bana verilen emirleri yerine getirdim.” şeklinde ifade verdiler. Bu ifadeler dönemin önemli sosyal psikologlarından Stanley Milgram’ın dikkatini çekti.
Yale Üniversitesi’nde çalışma hayatını sürdüren Milgram bireylerin vicdanlarıyla çelişen unsurların varlığına karşın otoritere boyun eğme davranışını gösterebilmeyi amaçlayan bir deney tasarladı. Bir diğer deyişle Nazi Almanya’sından gerçekleşen soykırımın sonuçları, uygulamayı gerçekleştiren subaylar tarafından da benimsenmekte miydi yoksa bu kişiler, otoriteye boyun eğdiği için mi soykırım yaptılar?
Katılımcılara bir hafıza deneyine katılacakları söylenir. Cezanın ezberleme üzerindeki etkisini ölçmek için bilimsel bir deney tasarlandığı ve sonuç ne olursa olsun katılımcıların ödeme alacağı bildirilir.
Deneyde 3 kişi bulunur. Bu kişilerden biri Araştırmacı, biri Öğretmen diğeri de Öğrenci konumunda olacaktır. Araştırmacı otoriteyi temsil etmektedir ve emirleri veren taraftır. Öğretmen emirleri uygulayacaktır ve Öğrenen de Öğretmen’den gelen uyaranlara maruz kalan taraf olacaktır. Bu deneyde, denek Öğretmen rolünde olan kişidir ve diğer rollerdeki kişiler araştırma grubuna dahildir.
Araştırmacı her deney grubu için aynı kalır. Deneklerin Öğrenci ve Öğretmen rollerine rastgele atandığını düşünmesi istenir ve kağıt seçtirilir. Ancak kağıtların ikisinde de Öğretmen yazar. Dolayısıyla deney katılımcısı her zaman Öğretmen rolündedir ve önceden ayarlanmış kişi de Öğrenci rolünde olacaktır. Bu aşamadan sonra, Araştırmacı ve Öğretmen bir odada kalır, Öğrenci ise başka bir odaya götürülür.
Öğretmen rolündeki denek, deney öncesinde elektrik şokuna maruz bırakılır. Böylece deney sırasında Öğrenciye şok verdiğinde yaşayacağı acıyı deneyimlemesi sağlanır. Sonrasında Öğretmen’e birkaç çift kelime verilir ve bunları Öğrenciye öğretmesi istenir. Öğretmen elindeki listede bulunan kelime çiftlerini Öğrenci’ye okuyacak ve şıkları sayacaktır. Öğrenci her yanlış şık seçtiğinde Öğretmen kendi eliyle Öğrenci’ye elektrik şoku verecektir. Şok 15 volt olarak başlayacak ve her yanlış cevapta 15 volt daha artarak devam edecektir. Eğer doğru cevap verilirse bir sonraki soruya geçilecektir.
Denek konumunda bulunan Öğretmen, Öğrencinin gerçekten elektrik şokuna maruz kaldığını düşünmektedir. Ancak herhangi bir şok uygulanmaz. Öğrencinin bulunduğu odada bir ses kayıt cihazı vardır. Her elektrik şoku seviyesi için oluşturulmuş farklı bir ses kaydı deneklere dinletilmektedir. Öğrenci gerçekten acı çekiyormuş gibi inler.
Bazı denemelerde Öğrenci deney başlamadan önce kalp sorunları yaşadığını dile getirerek duygusal bir koşul ortaya koyar. Bazı denemelerde ise duygusal koşul bulunmaz. İki koşulda da her yanlış cevap sonrası Öğrenci’nin inleme ve bağırmaları artar, Öğrenci duvarlara vurarak acıyı ifade etmeye çalışır.
Öğretmen gelen seslere dayanamayarak devam etmek istemediğini belirttiğinde, Araştırmacı tarafından 4 kez devam etmesi yönünde sözlü olarak uyarılır. Her bırakma talebinden sonra Öğretmen’e şu cümleler kurulur:
- Lütfen devam edin.
- Deney gereği devam etmeniz gerekmektedir.
- Devam etmeniz gerçekten çok önemlidir.
- Başka seçeneğiniz bulunmuyor, devam etmek zorundasınız.
Bu 4 deneme sonrasında denek hala devam etmek istemiyorsa deney gerçekten sonlandırılır. Eğer denek bu uyarılara boyun eğip şok vermeye devam ederse, 3 kez art arda 450 volt, bu neredeyse kesin şekilde her insanın ölmesine yol açar, şok vermesinin ardından deney tamamlanır.
Uygulamalardan önce gerçekleştirilen ankete katılım gösterenler, sadece otorite öyle istiyor ve emir verildi diye bu kadar yüksek şok uygulamayacaklarını belirtmiştir. Ankete katılan 100 öğrenciye 1-5 arasında bir puan vermeleri istenmiş ve öğrencilerin genel ortalaması 1.2 çıkmıştır.
Deney sonuçları ise bunun tam tersini söyler. Denekler, deney boyunca pek çok stres tepkisi göstermiştir. Dudak ısırma, gergin tavırlarda bulunma, terleme gibi pek çok tepki gözlenmiştir. Bazı denekler sonlanması halinde kendilerine ödenen ücreti geri vereceklerini söylemiştir. Ancak yine de deneklerin %65’i 450 voltluk en yüksek şiddetteki şoku Öğrenci’ye uygulamıştır.
Milgram, bu deney sonucunda iki sonuca ulaşmıştır. İlk olarak bireyler, karar alma konusunda uzman değilse, karar vermeyi hiyerarşik düzene ve gruba bırakır. Grup, bireyin davranış modeli haline gelir. İkincisi, boyun eğmenin ana unsuru bireyin başkasının isteklerini yerine getirdiğinden sorumluluk hissetmemesidir.
Bu deney farklı araştırmacılar tarafından defalarca kez tekrarlanmış ve benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır. Savaş dönemlerinde kişilerin acımasızca davranışlarda bulunması, aşırı şiddet eğilimi göstermesi Milgram’ın otoriteye boyun eğme deneyi ile çok gerçekçi bir şekilde temellendirilmiştir.