Polonya siyasetinde Avrupa ve Ukrayna, güvenlik politikaları açısından oldukça önemli bir alandır. Zbigniew Brzezinski, 1990’lardaki çalışmalarında Doğu Avrupa’daki dönüşümlerin ardından Polonya için bir “bölgesel lider” vizyonu çizmiştir. Bu durum Polonya için bir gerçektir; zira hem Rusya ile komşu hem de Avrupa içerisinde önemli bir jeopolitik öneme sahip bir ülkedir. Norman Davies, Polonya’nın jeopolitik konumu için “Avrupa’nın Kalbi” ve “Tanrının Oyun Alanı” tabirlerini kullanmıştır. Bu tabirin anlamı, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Polonya’nın dış politikası ve güvenlik politikalarını şekillendirmesi açısından oldukça önemlidir.
Avrupa Birliği’ne (AB) üyeliği sonrasında Polonya, özellikle Ukrayna özelinde AB ile bütünleşme hedefi ve bu hedefin ortağı olma düşüncesi Ukrayna ile olan ilişkileri belirleyen dinamiklerden biri olmuştur. Beata Molo’ya göre Polonya’nın Ukrayna’ya yönelik dış politikasının genel hedefi, söz konusu ülkenin uzun vadede istikrarlı ve demokratik olması, yüksek yaşam standartlarına sahip olması ve Polonya ile iyi ilişkilerini sürdürmesini sağlamak için çaba harcamaktır. Bu nedenle Poloya, Ukrayna özelinde batı merkezli çizgiyi takip etmesi açısından sürekli temas hâlinde kalan ülkelerden biri olmuş ve güvenlik politikalarını da bu çerçevede belirlemiştir. Polonya-Ukrayna ilişkilerinin, Avrupa bölgesel bütünleşmesi ve Avrupa Birliği haritasının tamamlanması açısından oldukça önem arz ettiğini de söylememiz gereklidir.
24 Şubat 2022 tarihinde başlayan ve Avrupa’da bir tedirginlik yaratan Rusya’nın Ukrayna’ya karşı işgal hareketi sonrasında Polonya, askerî ve siyasi olarak belirli aktiflik çerçevesinde politika uygulamıştır. Bunun en önemli örneklerinden biri de Ukrayna’yı askerî ve mali finansman açısından desteklemesi ve destekliyor oluşudur.
Polonya, Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında özellikle Doğu Avrupa’da en çok göç alan ülkelerden biri olmuştur. Bu durum, Polonya’da kamu ve kamu hizmetleri açısından ciddi zorluklar doğururken, bir geçiş ülkesi olmasından dolayı güvenlik açısından da sorun yaşamasına sebebiyet vermiştir. İlave olarak, Polonya’nın bir entegrasyon politikasının olmaması bu sorunu belirli bir süre katlamıştır. Göç bir güvenlik meselesi olduğundan dolayı Polonya, bu süre içerisinde Ukrayna’dan gelen savaş göçünün kısa süreli olacağını veya Avrupa içerisinde dağılacağını öngörmüş olabilir; fakat bu uzun süreli kalış noktasında tahminlerin gerçekleşmemesi hâlinde Polonya’da sosyal hizmetler alanında sorunlar yaşanacağı şüphesiz, hele ki savaşın devam edeceğini düşünürsek temel zorluklardan biri özellikle konut yapımı alanında yaşanacak gelişmeler olacaktır. Zira Ukrayna’dan gelen yoğun göç uzun süreli kalımlarda konut ihtiyacını doğuracaktır, bu kısa vadede dahi gerçekleşmiştir.
Polonya’nın göçten sonra güvenlik dinamikleri açısından en önemli sorunu Rusya’nın saldırgan politikaları olmuştur. Bu süre içerisinde Polonya’nın temel güvenlik politikası savunma ve askeri gücün arttırılması, NATO’nun daha aktif hale getirilmesi olmuştur. Özellikle savaşın başladığı 2022 sonrasında Polonya askerî harcamalarını oldukça yükseltmiş, AB ve NATO üzerinde baskı oluşturarak askerî kabiliyetlerin arttırılması noktasında çalışmalar yürütmüştür. Bu destek talebi sonrasında Polonya, savunması için ABD, Birleşik Krallık ve Kanada sınırları korumak adına askerî personel takviyesi yürütmüş; Kanada ilave olarak insani yardım görevi kapsamında asker göndermiştir.
Polonya, güvenlik politikalarını bu çerçevede içinde geliştirirken savaşın seyrine göre askerî anlaşmalar yürütmüştür. Bu kapsamda ABD, Almanya ve Güney Kore devletleri arasında askerî teçhizatların alımına ilişkin çeşitli antlaşmalar imzalamıştır. Polonya ve ABD arasında 6 milyar dolarlık 250 Abrahams tankının, 3,75 milyar dolarlık tank ve askeri mühimmatın, 500 HIMARS roket sisteminin ve 12 milyar dolarlık 96 Apache helikopterinin satın alımına ilişkin antlaşma imzalamıştır. Ayrıca ABD, Polonya’ya savunma amaçlı 2 Patriot bataryası gönderirken, askerî modernizasyon kapsamında 2 milyar dolar kredi sağlamış ve Polonya’daki askerî üssün genişletilmesine yönelik çalışmalarını başlatmıştır. Polonya, ABD’nin yanı sıra Almanya, Birleşik Krallık ve Güney Kore ile de askerî antlaşmalar imzalamıştır. Bu doğrultuda, Polonya ile Güney Kore arasında 5,8 milyar dolar, Birleşik Krallık ile de 1,9 milyar sterlin değerinde askerî teçhizat satın alımı konusunda antlaşma imzalamıştır. Polonya, ilave olarak eski askerî teçhizat ve mühimmatlarını ise Ukrayna’ya destek amaçlı göndermiştir.
Polonya, güvenlik politikaları açısından özellikle eski teçhizatların Ukrayna’ya gönderilmesi sonrasında NATO ve AB içerisinde yeni askerî teçhizatlar talep etmiş ve bu doğrultuda askerî anlaşmalar imzalamaya devam etmiştir. 9 Şubat 2022’de kendi askerî siber güvenlik kurumunu tesis eden Polonya, ülkenin askerî personel sayısını 189.000’den 300.000’e çıkarmıştır. Bu durum, özellikle 2022 tarihinde savaş süresince savunma füzelerinin Polonya topraklarına düşmesi sonrasında oldukça rasyonel güvenlik politikaları içermektedir.
Polonya, özellikle son dönemlerde Ukrayna üzerindeki Rus füzelerini vurma noktasında bir güvenlik politikası yürütme amacındadır diyebiliriz. Bu durum, Polonya’nın hava savunması açısından da Ukrayna’nın güvenliği açısından da oldukça önemli sonuçlar doğuracaktır. NATO’nun özellikle Rus füzelerinin vurulmasına karşı olduğunu düşünürsek Polonya’nın hava savunma ve ulusal güvenliği açısından oldukça önemli bir karar olacaktır.
Polonya-Ukrayna arasındaki güvenlik anlaşmaları gereği ise ki en kapsamlı güvenlik anlaşmalarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu güvenlik anlaşması kapsamında zaten Rus füzelerinin düşürülmesi kararı alınmış (NATO engeli), ilave olarak Ukraynalı lejyonların Polonya topraklarında eğitileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede ilave olarak NATO ve AB içerisinde de Polonya Ukrayna’ya verilecek desteğin artırılması açısından en önemli ülkelerden biri olmaya devam edecektir.
Polonya, özellikle kendi ulusal güvenliği açısından savunma harcamalarını arttırmaya ve askerî iş birlikleri yapmaya devam edecektir. İlave olarak, bu doğrultuda NATO içerisinde savunma harcamaları noktasında dikkat çeken bir istatistiği zaten bulunmaktadır. Ukrayna’ya destek açısından en önemli ülkelerden biri olan Polonya, bunu askerî olduğu kadar siyasi açıdan da sürdürecektir. Fakat geçtiğimiz günlerde Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky, Polonya’nın Ukrayna’ya yeterli savunma desteği sağlamadığı yönünde eleştirilerde bulunmuş ve Lviv bölgesindeki Stryi kasabası gibi stratejik bölgelerdeki gaz depolarını korumak için Polonya’dan destek alamadıklarını belirtmiştir. İlave olarak Zelensky Rus füzelerinin düşürülmesi noktasında Polonya’yı eleştirmiştir; fakat bu durum için NATO’dan onay çıkması beklenmektedir. Bu durum, özellikle ABD kongresindeki en önemli görüşmelerden birini oluşturmakta ve Rus füzelerinin düşürülmesi noktasında yeşil ışık beklenmektedir. Savunma desteği açısından ise Polonya stoklarının büyük oranda tükendiğini açıklamıştı ve Ukrayna’ya yeni silah transferlerinin mümkün olmadığını dile getirmişti. Bu durum, NATO’nun ve ABD’nin Ukrayna’yı savunma noktasında ve Polonya’nın güvenliği noktasında geç kaldığını ve bir an önce hem Polonya’ya yeni silah desteği hem de Rus füzelerinin vurulması noktasında onay vermesi gerekmektedir, ki Kuzey Koreli askerlerin Rusya safında savaşmaya başlayacağı bu döneme bu karar Ukrayna açısından oldukça önemli olacaktır.