Dış Politika Uzmanı
24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı işgal girişimi sonrasında Ukrayna’ya en büyük desteği sağlayan ülke Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmuştur. ABD Joe Biden’ın göreve başladığı günden itibaren 45 milyar doların üzerinde askeri destek sağlamış ve bu yardımların yanında mali açıdan da desteklemeye devam etmiştir. ABD savaşın başından itibaren Avrupalı müttefiklerini bu konuda uyarırken, askeri harcamaların artması noktasında birçok kez de tavsiyede bulunmuştur. Rusya’nın saldırısı sonrasında ABD, NATO’nun önemini tekrar ortaya çıkarırken Avrupalı müttefiklerine de Rus tehlikesini görmelerini sağlamıştır.
Savaş sonrasında NATO içerisinde daha fazla uyum ve bütünleşme sağlanırken ABD bu tehlike karşısında hem LNG hem de silah satışında önemli bir konuma tekrar gelmiş ve ABD’li silah şirketleri de bu sürede cirolarını oldukça arttırmıştır. Rus tehlikesi karşısında bütünlenen Avrupa kıtası tekrar ABD’ye askeri noktada bir bağlılık yaşamaya başlamışlardır.
Ukrayna ise savaşın başından itibaren ABD ve Avrupa Birliği (AB) içerisinden yüklü miktarlarda askeri ve mali açıdan desteklenmiştir. ABD nisan ayında Ukrayna’ya 61 milyar dolarlık bir askeri yardım sağlarken, Ukrayna’nın savunmasına büyük katkılar sunmuş ve Ukrayna’nın dayanma sürecini oldukça arttırmıştır. Ukrayna’nın özellikle son dönemde hava saldırıları karşısında çok fazla zarar görmesi ABD’nin Ukraynalı sivillerin korunması ve enerji santrallerinin ve kritik altyapının korunması adına Patriot Hava Savunma Sistemlerini Ukrayna’ya sevk etmesi önemli bir atılım daha olacaktır. Ayrıca Patriot sistemlerinin etkili olabilmesi için birçok noktaya entegre edilmesi de oldukça önemli. Zira Rusya, hava saldırılarının amacını; birçok mühimmat stoğu kullanarak hava savunma sistemlerini etkisiz bırakma ve stokları bitirme üzerine gelişecektir.
ABD ayrıca Romanya’da Ukraynalı pilotlara F-16 eğitimleri vermekte ve Ukrayna’nın hava savunmasını arttırmayı amaçlamaktadır. Bu savaş uçakları Avrupalı ülkeler tarafından da sevk edilmeye devam ederken Ukrayna’nın en azından hava gücünü Rusya ile eşitlenmek amaçlanmasa bile karşı koyabilme yetisinin artırabilmesi istenmektedir. ABD hava gücünün arttırılması dışında kara gücünün maksimum seviyeye geliştirilmesi içinde Ukrayna’ya yüksek miktarda yardımlarını sürdürmektedir. Orta ve Uzun menzilli füzeler, top mermileri, M777 obüsleri ayrıca Tank sevkiyatının arttırılması noktasında da önemli adımlar atılmaktadır. Ukrayna bu seviyede geri çekilmeler yaşasa da belirli hatları hala kontrol altında tutabilmektedir.
Geçtiğimiz günlerde toplanan G-7 ülkeleri ise Ukrayna konusunda önemli kararlar aldılar. Bu kararlar neticesinde Ukrayna’nın zaferine kadar destekleneceği nitelendirilmiş ve Rusya’nın rezervlerinin Ukrayna’nın savunmasında kullanılacağı netleşmiş ve de 50 milyar dolarlık bir kredi Ukrayna’ya açılmıştır.
ABD bu görüşmelerde Ukrayna ile bir Güvenlik Anlaşması imzalamıştır. Güvenlik anlaşmasının bölümlerini ana hatlarıyla askeri eğitimler ve askeri yardımlar oluşturmaktadır. İmzalanan anlaşma 10 yıllık olarak düzenlenirken, ABD Ukrayna’ya asker çıkarma konusunda güvence vermemeye devam etmiş ve güvenlik yardımı çerçevesinde verilen yardımların Rus hedeflerini vurmaması noktasında da Ukrayna taahhüt altına girmiştir. Bu da netice olarak; Ukrayna’nın güvenlik yardımları son dönemde konuşulan ve NATO çerçevesinde de tartışılan Rus hedeflerinin vurulması noktasında ortak bir karar çıkmadığını ve ABD’nin de şimdilik bu kararı uygulamaya almayacağını göstermektedir. Ukrayna işgal karşısında savunmada kalacak ve savunma hatlarını korumaya devam edecektir.