BOSNA SIRP CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI MİLORAD DODİK HAKKINDA VERİLEN KARARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Muhammed Nurullah Ketkanlı
Balkan Çalışmaları Uzmanı

Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Milorad Dodik hakkında verilen bir yıl hapis ve altı yıl boyunca siyasetten menedilme kararı, Bosna Hersek’in kırılgan siyasi yapısını ve bölgesel dengeleri önemli ölçüde etkileyebilecek bir gelişmedir. Bu analizde, söz konusu kararın Bosna Hersek iç siyaseti, Sırp Cumhuriyeti’ndeki etkileri, uluslararası tepkiler ve bölgesel dengeler üzerindeki sonuçları ele alınacaktır.

Milorad Dodik’in mahkumiyetine sebep olan temel neden, Bosna Hersek’teki Yüksek Temsilci Christian Schmidt’in kararlarını tanımaması ve bu yetkiye açıkça meydan okumasıdır. Dayton Anlaşması’nın getirdiği siyasi düzen içinde, Yüksek Temsilci Ofisi (OHR) geniş yetkilere sahip olup, ülkenin anayasal düzenini koruma görevi üstlenmektedir. Ancak Dodik, Bosna Hersek’in merkezi hükümetinin yetkilerini kabul etmeyerek Sırp Cumhuriyeti’nin özerkliğini artırma yönünde politikalar izlemiştir.

Özellikle 2023 yılında Sırp Cumhuriyeti’nde Bosna Hersek Anayasa Mahkemesi ve OHR’nin yetkilerini reddeden yasaların kabul edilmesi, Dodik’in ayrılıkçı söylemlerini somutlaştıran bir adım olarak değerlendirilmiştir. Bu yasalar, Bosna Hersek yargı sisteminin Sırp Cumhuriyeti’nde işlememesine yol açacak şekilde düzenlenmiştir. Bunun sonucunda Dodik hakkında açılan dava, Bosna – Hersek’in anayasal bütünlüğünü tehdit eden bir hareket olarak görülmüş ve mahkûmiyet kararı alınmıştır.

Dodik’in mahkumiyeti, Bosna Hersek içindeki siyasi dengeleri daha da karmaşık hale getirmiştir. Sırp Cumhuriyeti’nde Dodik’e geniş bir destek bulunmakla birlikte, merkezi Bosna hükümeti ve Boşnak siyasi liderler bu kararı hukukun üstünlüğünün bir göstergesi olarak değerlendirmektedir.

Ancak bu kararın Sırp Cumhuriyeti’ndeki siyasi atmosferi daha da sertleştirmesi muhtemeldir. Dodik’in destekçileri, bu mahkumiyeti Sırplara karşı siyasi bir saldırı olarak görmekte ve bunun bir iç direniş dalgasına yol açabileceğini dile getirmektedirler. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić, Dodik’e desteğini açıkça belirtmiş ve Bosna’daki Sırpların haklarının korunması gerektiğini vurgulamıştır. Bu destek, Sırp Cumhuriyeti’nin merkezi hükümetten daha da uzaklaşmasına yol açabilecek bir dinamik yaratabilir.

Dodik’e verilen ceza uluslararası alanda da yankı uyandırmıştır. Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Bosna Hersek’in anayasal düzenini koruma konusunda net bir duruş sergileyerek, mahkeme kararını desteklediklerini ifade etmişlerdir. AB yetkilileri, bu kararın, ülkenin Avrupa entegrasyon sürecinin bir parçası olduğunu ve hukukun üstünlüğünün korunması açısından önemli bir adım olduğunu belirtmiştir.

Öte yandan, Rusya ve Sırbistan gibi ülkeler bu karara sert tepki göstermiştir. Kremlin, Dodik’e verilen cezanın siyasi bir karar olduğunu ve Batı’nın Bosna Hersek’teki etkisini artırmaya yönelik bir hamle olarak değerlendirildiğini açıklamıştır. Dodik’in mahkumiyeti, bölgedeki Sırp milliyetçiliğini daha da güçlendirebilir ve Bosna’daki istikrarı tehdit edebilir.

Ayrıca, Dodik’in mahkumiyetine yönelik protestolar ve Sırp Cumhuriyeti’nden gelen tepkiler, Bosna’da yeni bir siyasi kriz ortamının doğmasına neden olabilir. Bu durum, Bosna’nın uluslararası konumunu da etkileyebilir ve AB ile olan müzakereler üzerinde baskı yaratabilir.

Bu karar, Batı Balkanlar’daki mevcut siyasi dengeleri de etkileyebilir. Bosna Hersek’teki iç ayrışma ve etnik temelli siyaset, ülkenin uzun vadeli istikrarı açısından en büyük tehditlerden biri olmaya devam etmektedir. Dayton Anlaşması’nın getirdiği sistemin sorunları ve uluslararası denetim mekanizmasının zayıflıkları, Bosna Hersek’in iç işleyişinde önemli aksaklıklara yol açmaktadır. Bosna Hersek’teki yapı uzun vadeli bir siyasi istikrarsızlık riski taşımaktadır.

Özellikle, Dodik’in mahkumiyetinin ardından Sırp Cumhuriyeti’nde olası yeni siyasi liderlerin nasıl bir yol izleyeceği belirsizdir. Sırbistan’ın Bosna Hersek üzerindeki etkisini artırmaya yönelik adımlar atması, bölgedeki gerilimi tırmandırabilir. Öte yandan, Bosna Hersek içinde Sırp Cumhuriyeti’ne yönelik merkezi hükümetin baskıyı artırması, ayrılıkçı söylemleri daha da güçlendirebilir.

Sonuç

Milorad Dodik’e verilen hapis cezası ve siyasi yasak, Bosna Hersek’in hem iç hem de dış politikası açısından büyük yankılar uyandırmıştır. Kararın, Bosna Hersek’in iç siyasetindeki etnik bölünmeleri derinleştirme ihtimali yüksek olup, Sırp Cumhuriyeti’nde ayrılıkçı eğilimleri körükleyebilir.

Uluslararası düzeyde ise, Batı ülkeleri bu kararı hukukun üstünlüğünün bir zaferi olarak değerlendirirken, Rusya ve Sırbistan gibi aktörler bunun siyasi bir karar olduğunu savunmaktadır.

Bölgesel dengeler açısından, bu gelişme Batı Balkanlar’da yeni gerilimlere zemin hazırlayabilir ve Bosna Hersek’te uzun vadeli siyasi istikrarı tehdit edebilir. Dayton Anlaşması’nın getirdiği karmaşık sistem, bu tür krizlerin çözümünü zorlaştırmaktadır. Dolayısıyla, Bosna Hersek’in geleceği açısından bu kararın nasıl uygulanacağı ve uluslararası toplumun nasıl bir tutum sergileyeceği belirleyici olacaktır.

Verilen mahkeme kararı için şunu belirtmek gerekir: Mahkemenin bu kararı vermesi ya da Dodik’in yaptıklarını görmezden gelmesi işin sonunda Bosna – Hersek için pek bir şeyi de değiştirmemiştir. Sırp Cumhuriyeti yöneticileri mahkeme kararından bağımsız olarak zaten Bosna – Hersek’in toprak bütünlüğü ve devlet otoritesine yönelik karşı faaliyeti, ayrılıkçı programı her zaman yürütmüşlerdir. Ülkenin asıl problemi, bu sorunun kökü en başta adeta saldırganı ödüllendiren 1995 Dayton Anlaşması’nda aranmalıdır.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Yazar Muhammed Nurullah Ketkanlı

Diğer Yazımız

SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER VE EĞİTİM: FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Fatmanur Subaşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisat, Yüksek Lisans Giriş Eğitim, bireylerin toplumsal hayata katılımını …