DONALD TRUMP’IN KANADA VE GRÖNLAND SÖYLEMLERİ BAĞLAMINDA ARKTİK JEOPOLİTİĞİ

Muhammed Nurullah Ketkanlı

Balkan Çalışmaları Uzmanı

Giriş

Donald Trump’ın Grönland’ı satın almayı öneren çarpıcı açıklamaları, Kanada ile ilgili ABD’ye entegrasyon iddiaları ve bölgeye yönelik stratejik çıkışları, ABD’nin Arktik bölgesindeki jeopolitik hedeflerini yeniden gündeme getirdi. Grönland’ın jeopolitik önemi ve bölgeye dair enerji kaynaklarının çekiciliği, Trump’ın bu konudaki iddialı duruşuna zemin hazırlamıştır. Bu durum uluslararası tartışmalara yol açarken, bölgenin önemi ve geleceğiyle ilgili yeni stratejik çıkarımları da beraberinde getirmiştir.

ABD’nin Arktik stratejisi, sadece enerji kaynakları ve ekonomik çıkarlarla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik, deniz ticareti yolları ve askeri caydırıcılık üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu analizde, Donald Trump’ın tartışmalı söylemlerinden yola çıkarak, ABD’nin Arktik bölgesindeki stratejik hedefleri ve jeopolitik durumu incelenecektir.

Şekil 1: Harita: Arto Vitikka, Arctic Centre, University of Lapland.: Runfola, D. et al. (2020) geoBoundaries: Siyasi idari sınırlara ilişkin küresel bir veritabanı. PLoS ONE 15(4): e0231866. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0231866e.

Arktik Bölgesinin Jeopolitik ve Jeoekonomik Önemi

Arktik bölgesi, küresel ısınmanın etkisiyle eriyen buzulların yeni ticaret yollarını ortaya çıkarması ve enerji kaynaklarına erişim fırsatları yaratması nedeniyle uluslararası gündemin önemli bir parçası haline gelmiştir. Kuzey Deniz Rotası gibi yeni ticaret yollarının kullanılabilir hale gelmesi, bölgeyi ekonomik olarak daha cazip hale getirirken, ABD, Rusya ve Çin gibi büyük güçler arasındaki jeopolitik rekabeti de kızıştırmıştır.

Arktik’in ekonomik potansiyeli sadece enerji kaynaklarıyla sınırlı kalmamaktadır. Aynı zamanda nadir toprak elementleri, mineral zenginlikleri ve biyolojik kaynaklar da bölgenin cazibesini artırmaktadır. Ancak, bu çıkarlar uluslararası hukukun ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin sorgulanmasına yol açmaktadır. ABD’nin Arktik stratejisi, bu ekonomik potansiyeli jeopolitik hedeflerle birleştirerek, bölgedeki liderliğini sürdürmeye yönelik adımlar atmaya odaklanmıştır.

Donald Trump’ın Arktik Politikaları ve Stratejik Yaklaşımı

Donald Trump’ın Grönland’ı ABD’ye dahil etme planı, bölgenin jeopolitik önemine dair çarpıcı bir örnek olarak kayıtlara geçmiştir. Trump, bu teklifi ulusal güvenlik ve enerji çıkarlarına dayandırırken, Danimarka ve Grönland’ın liderlerinden sert tepkiler almıştır. Grönland’ın stratejik konumu ve sahip olduğu zengin enerji rezervleri, bu teklifin temelinde yatan ana motivasyonlardır.

Trump’ın bölgeye dair bu iddialı söylemleri, NATO (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü-North Atlantic Treaty Organization) içindeki diplomatik gerilimleri tırmandırmış ve Avrupa Birliği (AB) tarafından eleştirilmiştir. Bununla birlikte, bu çıkışlar, ABD’nin bölgedeki enerji kaynaklarına erişim ve askeri varlığını artırma hedefine yönelik uzun vadeli stratejilerinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Trump döneminde enerji rezervleri ve deniz yollarının kontrolüne yönelik politikalar, bölgedeki jeopolitik dinamikleri önemli ölçüde etkilemiştir.

ABD’nin Arktik Stratejisinde Değişen Dinamikler

Trump’ın çıkar odaklı politikaları, Joe Biden döneminde daha küresel ve çevreci bir yaklaşımla yeniden şekillendirilmiştir. Biden’ın Arktik stratejisi, bölgenin jeopolitik rekabetten çok, çevresel sürdürülebilirlik ve uluslararası hukukun geliştirilmesi üzerine odaklanması gerektiğini vurgulamıştır. Ancak, Rusya ve Çin’in bölgede artan etkisi, ABD’nin bu yeni stratejik yaklaşımının önünü zorluklarla doldurmaktadır.

Biden döneminde enerji kaynaklarının dikkatli kullanımı ve çevresel etkilerin azaltılması öncelikli hale gelmiştir. Ancak bu çevreci hedeflerin, Çin ve Rusya gibi aktörlerin bölgedeki yayılmacı politikalarıyla dengelenmesi zorunlu hale gelmiştir. Çin’in Kutup İpek Yolu projesi ve Rusya’nın artan askeri varlığı, ABD’nin Arktik’teki liderlik pozisyonunu tehdit eden önemli faktörlerdir.

ABD’nin Arktik Stratejisinin Geleceği

ABD’nin Arktik’teki geleceği, bölgedeki ulusal çıkarlarıyla çevresel sürdürülebilirlik arasındaki dengenin nasıl kurulduğuna bağlı olacaktır. Bu bağlamda, Arktik Konseyi gibi uluslararası platformlar, bölge politikalarının şekillendirilmesinde kritik bir rol oynayacaktır. ABD’nin liderlik pozisyonunu koruması için enerji, ticaret ve askeri stratejilerinde daha kapsayıcı ve yenilikçi yaklaşımlar benimsemesi gerekecektir.

Sonuç

Arktik bölgesi, Trump döneminde tartışmalı politikaların odağına yerleşirken, Biden döneminde daha çevreci ve diplomatik bir yaklaşımla ele alınmıştır. ABD’nin bölgedeki stratejik hedefleri, jeopolitik rekabetin şiddetlenmesiyle daha karmaşık hale gelmiştir. Gelecekte, bölgenin çevresel ve ekonomik dengesini sağlamak, ABD’nin uluslararası liderliğini sürdürmesi açısından kritik bir öneme sahip olacaktır.

Kaynakça

Babahanoğlu, V. (2024). Soğuk Suların Yükselen Jeopolitiği : Rusya’nın Arktik Politikası. Paradigma İktisadi ve İdari Araştırmalar Dergisi, 13, 11–27.

Chuffart, R., & Johnstone, R. L. (2025). Trump Sparks Renewed Interest in Greenland: But ‘Greenland Belongs to the People of Greenland.’ The Arctic Institute: Center For Circumpolar Security Studies. https://www.thearcticinstitute.org/trump-sparks-renewed-interest-greenland-greenland-belongs-people-greenland/

Hamzaoğlu, H. (2024). Rusya Federasyonu’nun Arktik Stratejisinin Analizi. Akademik Bakış Dergisi, 18(25), 199–220. https://doi.org/10.19060/gav.1600534

Neuman, S. (2025). Is Trump’s rhetoric on Greenland, Canada and Panama Canal a “Madman Strategy”? Npr. https://www.npr.org/2025/01/11/nx-s1-5253910/donald-trump-greenland-panama-canal-canada

Yazar Muhammed Nurullah Ketkanlı

Diğer Yazımız

0x1c8c5b6a

0x1c8c5b6a