POLSAM Dış Politikalardan Sorumlu YK Üyesi
Haber
Rusya’ya ait enerji şirketi Gazprom‘un bugünden itibaren Avusturya’ya doğalgaz sevkiyatını kesme kararına Avrupa’dan tepki geldi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın enerjiyi ‘silah’ olarak kullandığını belirterek bunun ‘şantaj’ olduğunu ifade etti. (dunya.com, 16.11.2024).
POLSAM Haber Analizi
Rusya ile Ukrayna arasında üçüncü senesine girecek olan savaş, başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesindeki dengeleri değiştirmiş ve değiştirmeye de devam etmektedir. Ukrayna’yı 24 Şubat 2022 tarihinden itibaren işgal girişimine başlayan Rusya’ya karşı birçok konuda ambargo uygulayan Avrupa Birliği (AB), Rusya’nın elindeki en büyük koz olan “doğal gaz” ile kısmen de olsa cezalandırılmaktadır.
Özellikle Avrupa gazının yaklaşık %83’lük kısmında tedarik payı olan Rusya, elindeki bu kozu ciddi bir biçimde kullanmayı kendine hak görmektedir. Bu da AB’nin Rusya’ya enerji konusunda olan bağımlılığının bir tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla haberde de bahsi geçen açıklamanın AB tarafından yapılmasını normal karşılamak gerekir.
Bu noktada AB’nin yapacağı hamleleri az çok iyi okumak gerekmektedir. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın daha da uzaması AB’nin özellikle enerji konusunda hanesine eksi puan yazacaktır. Yüksek orandaki Rus gazına olan bağımlılık AB’nin alternatif arayış içerisine gireceğini bizlere gösteriyor. Devam eden savaşta sulh sağlanmaması ve ambargoların sürmesi durumunda bu konu daha da zor bir hal alacaktır. Dolayısıyla da Avrupalı devletlerin alternatif yollar arama/yaratma eğilimi muhtemeldir. Burada da akla ilk gelen yerin Doğu Akdeniz olması kaçınılmazdır. Doğu Akdeniz’de haksız yere, hak iddia etme yönünde çalışmalarını yürüten Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafına dönük Avrupa desteğinin artacak olması da büyük bir olasılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Enerji alanındaki darboğazın Doğu Akdeniz’i de bir çatışma alanına dönüştürme potansiyelinin var olduğu bilinciyle başta Türkiye olmak üzere, bölge ülkeleri de konuya itidalli yaklaşmalıdır. Doğu Akdeniz varsayımı bile krizin ne denli büyük olduğunu bizlere göstermektedir.
Özetle, AB’nin Rusya’ya dönük ambargosu devam ettiği müddet içerisinde Rusya’nın enerji silahını koz olarak kullanacağı aşikardır. AB bu sebepten dolayı alternatif yollar ararsa ve bunu Doğu Akdeniz üzerinden elde etmek isterse, Türkiye’nin ve bölge ülkelerin bu durumdan olumsuz etkilenmesi ve sulh ortamının çatışmaya dönüşmesi de öngörülebilir bir konu olarak göz önünde tutulmalıdır.