JOE BİDEN’IN BAŞKANLIK DÖNEMİNDE ABD’NİN BALKANLAR POLİTİKASI

Muhammed Nurullah Ketkanlı

Balkan Çalışmaları Uzmanı

20 Ocak 2021 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) 46. Başkanı olarak göreve gelen Joe Biden’ın dönemi hiç şüphesiz uluslararası ilişkilerde büyük etkileri olan olaylara sahne olmuştur. Bu olaylar Birleşmiş Milletler’in (BM) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) yapısının ciddi şekilde eleştirilmesine ve ilk defa bu kadar net olarak BM 79. Genel Kurulu açılış toplantılarında yapısının değiştirilmesi isteklerinin dile getirilmesine neden olmuştur. Biden döneminde, Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı işgali ile başlayan Ukrayna Krizi yeni bir safhaya girerek 24 Şubat 2022 tarihinde genel bir savaşa dönüşmüştür. Ukrayna Savaşı kısa sürede ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’ya silah ve mali yardım desteği ile Rusya ve Batı arasında bir hesaplaşmaya dönüşmüştür. Joe Biden döneminde diğer önemli olaylar zinciri ise 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze’de Hamas’ın karşı saldırısı sonucu İsrail’in başlattığı operasyonların Filistinlilere yönelik soykırıma dönüşmesi sonucu ABD ve Avrupa’nın bu soykırımı engellememesi, İsrail’in uyarılara rağmen eylemlerini haklı göstermeye çalışarak uluslararası hukuku ve insan haklarını hiçe sayması ve ilerleyen süreçte İran ile İsrail çatışması ve savaşın Lübnan’a da sıçramasıyla Ortadoğu’da bölgesel savaş riskinin artması olmuştur. Ayrıca 27 Kasım 2024 tarihinde Suriye’de Muhalifler taarruza geçerek başarılı olmuş, 8 Aralık 2024 tarihinde ise Şam’ı ele geçirerek Baas Rejimi’ne son vermiştir. Yaşanan bu önemli olaylar dünyanın diğer bölgelerinde bazı sorunların nispeten dondurulmasına, daha sessiz geçen bir sürece sebep olmuştur. Bu rapor, Joe Biden döneminde ABD’nin Balkanlar politikası ve Balkan ülkeleri ile ilişkilerinin genel bir tasviri için hazırlanmıştır.

Joe Biden döneminde ABD’nin Balkanlar’daki politikaları, bölgenin jeopolitik önemi, demokratikleşme süreci ve güvenlik dinamikleri çerçevesinde şekillenmiştir. Biden yönetimi, AB ile uyumlu bir Balkan politikası izlemeye özen göstermiş, NATO (Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü-North Atlantic Treaty Organization) müttefiklik bağlarını güçlendirmeyi ve bölgesel istikrarı sağlamayı hedeflemiştir. Bu rapor, Sırbistan, Kosova, Bosna-Hersek, Yunanistan, Kuzey Makedonya, Romanya, Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ, Hırvatistan ve Slovenya’yı kapsayacak şekilde Biden yönetiminin Balkanlar’daki politikalarını ve bu ülkelerle yapılan anlaşmaları ele almaktadır.

1. Sırbistan ve Kosova ile ABD’nin Politikaları ve Anlaşmaları

ABD, Biden döneminde Sırbistan ve Kosova arasındaki gerilimlerin çözümü için aktif bir rol üstlenmiştir. Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan ülkeler arasında yer alan ABD, bu tanımın genişlemesi için diplomatik girişimlerde bulunmuştur. 2020’de imzalanan Washington Ekonomik Normalleşme Anlaşması bu dönemde uygulanmaya devam etmiş, ABD’nin iki ülke arasındaki ticareti artırmaya yönelik projelere destek verdiği görülmüştür. Ayrıca Sırbistan’daki demokratik reform süreçlerinin desteklenmesi ve enerji alanındaki iş birliği projeleri önemli başlıklar arasında yer almıştır.

2. Kosova ile İlişkiler ve Bölgesel Stabilite Çalışmaları

Kosova’nın NATO ve AB üyelik hedefleri, Biden yönetiminin Kosova ile ilişkilerinde temel konulardan biri olmuştur. ABD, Kosova Güvenlik Gücü’nün modernizasyonu için mali yardım sağlamış, NATO’ya tam üyelik sürecinde teknik destek sunmuştur. Bunun yanı sıra, enerji altyapısının geliştirilmesi için Amerikan şirketleriyle Kosova arasında anlaşmalar yapılmıştır.

3. Bosna-Hersek’te Barış ve Dayton Anlaşması’na Destek

Bosna-Hersek’te barışın korunması ve Dayton Barış Anlaşması’nın uygulanması Biden yönetiminin öncelikleri arasında yer almıştır. ABD, ülkedeki siyasi krizlerin çözümüne yönelik uluslararası çabalara liderlik etmiş, anayasal reformların teşvik edilmesi için baskı yapmıştır. Bosna-Hersek Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan askeri yardımlar ve demokratik kurumların güçlendirilmesi için sağlanan fonlar bu dönemde öne çıkan gelişmeler arasındadır.

4. Yunanistan ile Stratejik ve Askeri Ortaklıklar

ABD-Yunanistan ilişkileri, Biden döneminde stratejik düzeyde genişlemiştir. 2021 yılında yenilenen Karşılıklı Savunma İş birliği Anlaşması (Mutual Defense Cooperation Agreement-MDCA), ABD’nin Yunanistan’daki askeri varlığını güçlendirmesine olanak tanımıştır. Girit’teki Suda Körfezi Üssü’nün genişletilmesi, bölgedeki güvenlik önlemlerini artırmıştır. Ayrıca, enerji iş birliği kapsamında Doğu Akdeniz gaz projelerinde ABD, Yunanistan ile yakın iş birliği içinde olmuştur.

5. Kuzey Makedonya ve NATO Bağlamında ABD Politikaları

NATO üyesi olan Kuzey Makedonya, Biden döneminde ABD’nin Balkan güvenlik stratejisinde önemli bir yere sahip olmuştur. ABD, Kuzey Makedonya’daki yargı reformlarını desteklemiş, demokratikleşme süreçlerine mali ve teknik yardımlar sağlamıştır. Ayrıca, ülkedeki enerji bağımsızlığını artırmaya yönelik projelere öncelik verilmiştir.

6. Romanya ile Ekonomik, Askeri ve Enerji Ortaklıkları

Romanya, Biden yönetimi altında ABD’nin Karadeniz bölgesindeki güvenlik politikalarının merkezinde yer almıştır. Enerji alanında yapılan Küçük Modüler Nükleer Reaktör (Small Modular Reactor-SMR) projeleri, Romanya’nın enerji bağımsızlığını artırmak için önemli bir adım olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca, ABD ve Romanya arasındaki askeri iş birliği, Karadeniz’deki ortak tatbikatlarla güçlendirilmiştir.

7. Arnavutluk ile Savunma ve NATO Perspektifinde Ortaklık

Arnavutluk, NATO bağlamında ABD’nin Balkanlar’daki önemli müttefiklerinden biri olmaya devam etmiştir. Biden yönetimi, Arnavutluk’taki askeri altyapının modernizasyonu için mali destek sağlamış ve enerji sektöründe Amerikan şirketleriyle iş birliğini artırmıştır. Ayrıca, yolsuzlukla mücadele ve demokratikleşme süreçlerine ABD’nin desteği dikkat çekmiştir.

8. Bulgaristan ve ABD’nin Bölgedeki Etkisi

Bulgaristan ile ABD arasındaki ilişkiler, özellikle enerji ve askeri iş birliği alanlarında güçlenmiştir. ABD, Bulgaristan’ın sıvılaştırılmış doğal gaz altyapısına yatırımlar yaparak enerji arz güvenliğine katkıda bulunmuştur. Ayrıca, NATO çerçevesinde gerçekleştirilen ortak tatbikatlar ve askeri modernizasyon projeleri ön planda olmuştur.

9. Karadağ ile Diplomatik ve Askeri İlişkiler

Karadağ, NATO üyesi olarak Biden döneminde ABD’nin Balkan politikasında önemli bir yer edinmiştir. ABD, Karadağ’daki demokratik reformların desteklenmesi için fon sağlamış ve ülkenin askeri modernizasyon projelerine teknik yardım sunmuştur. Ayrıca, yolsuzlukla mücadeleye yönelik ortak çalışmalar sürdürülmüştür.

10. Hırvatistan ile Ekonomik ve Askeri Anlaşmalar

ABD, Hırvatistan ile ekonomik ve askeri iş birliklerini derinleştirmiştir. F-16 savaş uçaklarının tedariki ve askeri modernizasyon projeleri bu dönemde öne çıkmıştır. Ayrıca, enerji sektöründe yapılan iş birlikleri, ABD’nin Hırvatistan’ın enerji arz güvenliğine katkısını artırmıştır.

11. Slovenya ile Diplomatik ve Ticari Bağlar

ABD ve Slovenya arasındaki ilişkiler, Biden döneminde çevresel projelerdeki iş birliğiyle dikkat çekmiştir. Yenilenebilir enerji projelerine ABD tarafından sağlanan destek ve ticaret hacminin artırılmasına yönelik girişimler, Slovenya ile ilişkilerin temel taşlarını oluşturmuştur.

Sonuç

Joe Biden dönemi ABD’nin Balkanlar politikası, halihazırdaki mevcut ilişkileri derinleştirmek ve bölge ülkelerinin savunma kapasitelerinin arttırılmaya çalışılması ve ordu modernizasyonlarının sağlanması ile Ukrayna Savaşı’nın oluşturduğu tehditleri engellemeye çalışmak olmuştur. Bu bağlamda özellikle Romanya ve Yunanistan’da ABD ve NATO askeri varlığı arttırılmıştır. Bölge ülkeleri Ukrayna’daki ve Ortadoğu’daki krizlerden özellikle enerji güvenliği ve mülteciler sorunu kapsamında etkilenmiş ve bazı ülkelerin AB üyelik süreci sürüncemeye girmiş olsa da Biden döneminde ciddi bir sorun olmamıştır. Bölgede ABD ve Batı tarafından en sert eleştirilen ülke Sırbistan olmuş, bazı dönemlerde Kosova ile krizler yaşamıştır. Sırbistan bu dönemde Rusya ile ilişkilerine zarar vermemiş, Çin ve Türkiye ile ilişkilerini geliştirmiştir. Yaşanan küresel krizler sebebi ile tüm Balkan ülkeleri başta ABD olmak üzere Batı’yı eleştirmiş ve BMGK’da reform yapılması çağrısında bulunmuştur.

Yaşanan bu süreçte ABD bölge ile ilişkilerini önemli ölçüde korumuş olsa da Türkiye ve Çin’in bölge üzerindeki etkisi gözle görülür şekilde artmıştır. 20 Ocak 2025 tarihi itibari ile ABD’nin 47. Başkanı olarak göreve başlayacak olan Donald Trump’ın ABD’nin dünyanın farklı bölgelerindeki askeri gücünün varlığı ile ilgili söylemleri, AB’nin NATO’da ve güvenlik meselelerinde daha fazla sorumluluk alması gerektiği eleştirisi ve vadettiği politikalar şüphesiz Balkanları da etkileyecektir. Bu durum Türkiye için de bölgede fırsatlar ve riskler barındırmaktadır. ABD’nin askeri gücünü Avrupa’da azaltma yoluna gitmesi AB ve Balkanlar’ın güvenliği için Türkiye’nin önemini önemli ölçüde artıracaktır. ABD, AB ülkeleri, Rusya ve Çin gibi aktörlerle çok yönlü politikalar ile ilişkiler geliştirip denge kurmaya çalışan Türkiye için süreç bu aktörlerden bazılarının ciddi şekilde karşısında yer alması ile sonuçlanma riski taşımaktadır. Donald Trump’ın Ukrayna Savaşı’nı bitirme vaadi gerçekleşmesi durumunda bir süredir sessizleşen Adalar Denizi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Meselesi gibi konularda da tekrar hareketlenme yaşanması beklenebilir.

Yazar Muhammed Nurullah Ketkanlı

Diğer Yazımız

SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER VE EĞİTİM: FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Fatmanur Subaşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisat, Yüksek Lisans Giriş Eğitim, bireylerin toplumsal hayata katılımını …