ROJAVA’DA KÜRTLER VE İSLAMCILAR ARASINDAKİ NÜFUS MÜCADELESİ: SURİYE İÇ SAVAŞININ BİR YANSIMASI

Feyza Kübra Ağırtmış

İletişim Çalışmaları Uzmanı

Giriş

2013 yılında Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde, El Kaide bağlantılı İslamcı gruplar ile Kürt silahlı birlikleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. Bu çatışmalar, sadece Suriye İç Savaşının bir parçası olmamakla birlikte bölgedeki güç dengelerinin bir test alanı olarak değerlendirilebilecek bir mücadeleye dönüştü. Bir yandan Kürtler, bölgede haklarını savunmaya çalışırken, bir yandan da El Nusra Cephesi ve IŞİD gibi İslamcı gruplar, Suriye genelinde İslam Emirlikleri kurma hedefini güdüyordu. Bu durum, Rojava’yı Suriye İç Savaşının ötesinde bir stratejik alan haline getirdi.

Suriye İç Savaşı’nın Başlangıcı ve Çatışmaların Derinleşmesi

Suriye İç Savaşının başlangıcında, Beşar Esad rejimini devirmek amacıyla birçok grup birleşmişti. Ancak, bu gruplar zamanla farklı ideolojik ve stratejik hedefler doğrultusunda birbirlerine karşı çatışmaya başladılar. Rojava, bu ayrışmanın en belirgin şekilde gözlemlendiği bölgelerden biri oldu. Kürtler, demokratik özyönetim projeleriyle bölgesel bir özerklik talep ederken, El Nusra Cephesi ve IŞİD gibi gruplar, Suriye’yi İslam Emirlikleri’ne bölmeyi amaçlıyordu. Bu karşıt hedefler, Rojava’daki çatışmaların temel dinamiklerini oluşturdu.

Esad Karşıtları Neden Birbirine Karşı Savaşıyor

Suriye’de Beşar Esad rejimini devirmek için başlayan isyan, zamanla fraksiyonları ayrıldı ve çatışma hatları karmaşıklaştı. Kuzey Suriye’de Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) yakın Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile El Kaide bağlantılı gruplar arasındaki gerilim, esas olarak bu ayrışmanın en çarpıcı örneklerinden biri olmaktadır.

Çatışmaların Temel Nedenleri ve Tarafların Hedefleri

İdeolojik farklılıklar açısından bakıldığında, El Nusra Cephesi ve IŞİD, Suriye’de merkezi bir İslam devleti kurmayı hedeflerken, Kürt gruplar yerel özyönetim ve demokratik bir sistem inşa etmeyi amaçlıyordu. Bu ideolojik ayrılık, çatışmaların şiddetini artırdı.

Stratejik bölge ve etnik çeşitlilik açısından bakıldığında ise Rojava’daki çatışmalar, özellikle Serekaniye (Rasulayn), Tel Halef ve çevresinde yoğunlaştı. Bu bölgeler, hem stratejik konumları hem de etnik çeşitlilikleri nedeniyle çatışmaların merkezi haline geldi. Kürtler, bölgedeki nüfus üstünlüğünü sürdürmek isterken, El Nusra Cephesi ve IŞİD, bölgedeki demografiyi kendi lehlerine çevirmeye çalıştı.

Yerel yönetim modelleri ve özerklik tartışmaları açısından bakıldığında PYD’nin önderlik ettiği Kürt yapıları, Rojava’da demokratik özyönetim modelleri oluşturma projelerini hayata geçirmek istemiştir. Fakat bu projeler, İslamcı gruplar tarafından Suriye’nin bölünmesi teşebbüsü olarak yorumlanmıştır.

Çatışma alanları ve tarafların pozisyonları açısından bakıldığında Rojava’daki çatışmaların ana bölgeleri Serekaniye (Rasulayn), Tel Halef ve çevresini kapsamaktadır. Bu bölgeler stratejik konumları nedeniyle her iki taraf için de büyük önem taşımaktadır.

Tarafların Stratejileri ve Rolü

  • YPG ve Cephetül Ekrad:

Bölgede PKK’nın varlığına dair iddialar o dönem çelişkili olmuştur. YPG Sözcüsü Redur Halil, bölgede PKK savaşçıları olmadığını öne sürerken İslamcı gruplar bunu reddetmiştir. O dönemde bölgede artan gerilim nedeniyle binlerce Kürt genci YPG liderliğinde savaşa katılmıştır. Ayrıca YPG, desteklerini yerel halktan aldığını ve dışarıdan herhangi bir yardım almadığını iddia etmiştir. Fakat şiddet yoğunluğu arttıkça bu durumun sürekliliği de sorgulanmıştır. YPG, Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde etkili olurken, kendisini bölgedeki Kürt halkının ve diğer etnik grupların haklarını savunmaya adamıştır. Cephetül Ekrad ise, daha çok Arap, Asuri, Ermeni ve Süryani nüfusunun bulunduğu bölgelerde faaliyet göstermiştir. Bu iki yapı, bölgede farklı etnik ve dini grupların haklarını savunma misyonu üstlenmiştir.

  • İslamcı Gruplar:

Bu gruplar, emirlik projelerini ilerletmek için yerel halkı baskı altına almakla birlikte Kürt bölgelerine sıkça saldırı düzenlemiştir. YPG, bu saldırılara karşı şiddetli bir savunma hattı oluşturmuştur. El Nusra ve IŞİD gibi gruplar, Suriye’nin farklı bölgelerinde emirlik kurma amacı güderken, bu hedeflerini Rojava’da gerçekleştirmeye çalışmıştır. Bu süreçte, yerel halkı baskı altına alarak, bölgede hakimiyet kurmaya yönelik saldırılar düzenlediler.

  • Özgür Suriye Ordusu (ÖSO):

YPG Sözcüsü Redur Halil’in iddialarına göre, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), İslamcı gruplarla iş birliği yaparak Kürt bölgelerine karşı savaş açmıştır. Halep askeri konseyi lideri Abdülcabbar el Okaidi’nin bir videoda, silahlı Kürt gruplara karşı şiddet söylemleri kullanması bu durumu destekler nitelikte olmuştur. ÖSO’nun bazı fraksiyonları, İslamcı gruplarla iş birliği yaparak, Kürt bölgelerine karşı savaş açmıştır. Bu durumda ise ÖSO içindeki liderlik zayıflığı ve ayrışmalar, grubun etkinliğini ve meşruiyetini sarsmıştır.

Sonuç

Rojava’daki Nüfus mücadelesi, Suriye İç Savaşının bir parçası olmakla birlikte, Orta Doğu’daki daha geniş güç dengelerinin bir yansımasıdır. Bir yandan, Kürtlerin demokratik özyönetim projeleriyle, bir yandan da İslamcı grupların İslam Emirlikleri kurma hedefleri arasındaki çatışma, bölgenin geleceği için kritik bir nokta teşkil etmektedir. Bu durum ise yalnızca Suriye’nin geleceğini değil, aynı zamanda bölgesel dinamikleri de şekillendirecek önemli bir faktör olmayı sürdürecektir.

Fotoğraf: Aljazeera

Yazar feyzakubraagirtmis

Diğer Yazımız

0x1c8c5b6a

0x1c8c5b6a