RÛDAW’IN TUSAŞ SALDIRISINI ELE ALIŞI: PROPAGANDA MI, HABERCİLİK Mİ?

Feyza Kübra Ağırtmış

İletişim Çalışmaları Uzmanı

Giriş

23 Ekim 2024 tarihinde Ankara’da bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) yerleşkesine yönelik gerçekleşen saldırı, PKK’nın askeri kanadı olan Halk Savunma Güçleri (HPG) tarafından üstlenilmiş ve “Ölümsüzler Taburu” adlı özel bir grubun gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Saldırıda 5 kişi hayatını kaybetmiş, 22 kişi yaralanmıştır. Bu olay, Türkiye’nin savunma sanayiine ve ulusal güvenliğine yönelik bir meydan okuma olarak değerlendirilmiştir. Aynı zamanda, saldırıyı üstlenen HPG’nin açıklamaları, saldırının gerekçelerine ve ideolojik arka planına dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bu analizde, olayın bağlamı, Rûdaw’ın habercilik yaklaşımı ve kullanılan dilin terör propagandası açısından değerlendirilmesi yapılacaktır.

1. TUSAŞ’a Yönelik Saldırının Arka Planı ve Hedefleri

TUSAŞ, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki lider kuruluşlarından biridir ve özellikle insansız hava araçları (İHA), helikopterler, savaş uçakları ve uydu sistemleri geliştiren bir teknoloji merkezi olarak faaliyet göstermektedir. Bu özelliğiyle, TUSAŞ’ın askeri kapasiteyi arttıran bir sembol olduğu söylenebilir. HPG tarafından gerçekleştirilen saldırının, hem Türkiye’nin savunma kapasitesine bir darbe indirimi hem de ulusal güvenliği tehdit etme amacı taşıdığı açıktır.

1.1. Ölümsüzler Taburu ve Eylemin Stratejik Mesajı

PKK, Marksist- Leninist ideolojiyi benimseyen ve Kürt bağımsızlık hareketini savunan bir terör örgütüdür. HPG, PKK’nın silahlı kanadı olarak faaliyet göstermektedir ve doğrudan silahlı eylemlerden sorumludur. Ölümsüzler Taburu, PKK/HPG bünyesinde yer alan seçkin birimler arasında olup, yalnızca örgüt açısından kritik öneme sahip operasyonlarda yer almaktadır. Bu durum, TUSAŞ saldırısının yalnızca fiziksel bir zarar vermeyi değil, aynı zamanda örgütün propagandaya yönelik bir güç gösterisi olarak kurgulandığını ortaya koymaktadır.

HPG açıklamasında, saldırının “Apocu fedai ruhla” gerçekleştirildiği ve uzun bir süre önce planlandığı vurgulanmıştır. Bu söylem, eylemin spontane bir tepki değil, örgütün uzun vadeli stratejisinin bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.

2. Rûdaw Haber Sitesi: Kuruluş, İdeoloji ve Misyon

Rûdaw, 2008 yılında Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) kurulmuş bir haber kuruluşudur. Merkezi Erbil’dedir ve IKBY hükümetine yakın bir duruş sergilediği bilinmektedir. Kendini bağımsız bir medya organı olarak tanısa da, bölgesel dinamikler ve politik bağlam göz önüne alındığında, ideolojik olarak Kürt ulusal hareketi ile yakın bir ilişkiye sahip olduğu söylenebilir. Rûdaw, özellikle Kürt kimliği, siyasi mücadeleleri ve IKBY’nin çıkarlarını uluslararası kamuoyuna tanıtma konusunda önemli bir rol üstlenmiştir.

Her ne kadar PKK’ya doğrudan muhalif bir söylem geliştirdiği durumlar bulunsa da, yayınlarında PKK ve bağlı grupların söylemlerine yer vererek dolaylı bir meşrulaştırma stratejisi izlediği görülmektedir. Bu, PKK gibi silahlı grupları eleştirme sorumluluğunu gölgeleyip, yer yer terör propagandası yapıldığı algısını oluşturmaktadır. Özellikle TUSAŞ saldırısına dair haberlerde kullanılan dil ve içerik bu eleştiriyi haklı çıkaran unsurlar içermektedir.

3. Rûdaw’ın Haberi Ele Alış Biçimi: Habercilik mi, Propaganda mı?

Rûdaw, haber metninde HPG’nin açıklamalarını geniş yer vermiş ve örgütün terminolojisini doğrudan kullanmıştır.

HPG’nin açıklamasında kullanılan dil, örgütün ideolojik söylemini ve meşruiyet arayışını yansıtmaktadır. Örneğin:

“Hareketimiz, halklarımıza bunun izahatını yapmış ve öz eleştirisini vermiştir.”

Bu ifade, örgütün geçmişteki eylemleri için sorumluluk aldığını ima ederken, aynı zamanda eylemleri meşrulaştırma çabası taşımaktadır. Aynı metinde, Türkiye’nin “soykırımcı uygulamaları” ve “katliam silahları” üretimi üzerinden TUSAŞ’ın hedef alındığı belirtilmektedir. Bu dil, uluslararası kamuoyunda Türkiye karşıtı bir algı yaratmayı ve örgütün eylemlerini haklı göstermeyi amaçlamaktadır.

Haber içeriğinde, saldırının sivil kayıplara yol açmadığı belirtilmiş olsa da, olayın gerçeğinde 5 sivilin hayatını kaybettiği bilinmektedir. HPG, bunu “zorunlu bir kayıp” olarak tanımlayarak, eğilimin meşruiyetini koruma çabası gütmektedir. Bu yaklaşım, terör örgütlerinin uluslararası hukuk ve etik kuralları ihlal eden eylemlerini savunma yöntemlerinden biridir.

Haber metninde yer alan bir başka örnek:

“TUSAŞ’ın ürettiği silahların Kürdistan’da çocuk ve kadınlar dahil binlerce sivil insanımızı katlettiği bilinmektedir.”

Bu cümle, HPG’nin söylemlerini tekrar ederken, TUSAŞ’ın saldırının hedefi olarak meşrulaştırılmasını desteklemektedir. Ayrıca, “Apocu fedai ruh,” “şehitlik,” ve “soykırım” gibi ifadeler, haberin nesnellikten uzak, ideolojik bir perspektifle ele alındığını göstermektedir.

Rûdaw’ın kendisini bağımsız bir medya kuruluşu olarak tanımlamasına rağmen, bu tür bir dil kullanımı, haberin tarafsızlığını ciddi şekilde sorgulamaktadır. Kullanılan ifadeler, açıkça HPG’nin propagandasını pekiştirici bir etki yaratmaktadır.

Sonuç

Rûdaw’ın TUSAŞ saldırısına dair haberi, habercilik etiği açısından ciddi sorunlar taşımaktadır. Haberde kullanılan terör örgütü jargonu ve ideolojik söylemler, objektif gazetecilik ilkesine aykırıdır. Özellikle Türkiye’nin “soykırımcı” olarak tanımlanması ve saldırının “meşru” bir tepki olarak sunulması, uluslararası hukuk ve etik standartlara göre eleştiriye açıktır. Bu tür haberlerin, terör eylemlerine dolaylı bir meşruiyet kazandırma riski taşıdığı unutulmamalıdır.

Kaynak: Rûdaw

Yazar feyzakubraagirtmis

Diğer Yazımız

SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER VE EĞİTİM: FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Fatmanur Subaşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisat, Yüksek Lisans Giriş Eğitim, bireylerin toplumsal hayata katılımını …