RUSYA DIŞ İSTİHBARAT SERVİSİ DİREKTÖRÜ (SVR) SERGEY NARIŞKİN’İN AÇIKLAMALARINDAN DÜNYAYI OKUYABİLİR MİYİZ?

Mustafa Metin Kaşlılar

Dış Politika Uzmanı

Rusya Dış İstihbarat Servisi Direktörü Sergey Narışkin, ocak ayı sonlarında hem Rusya hem de dünya konjonktürü açısından önemli açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar hem Rusya’nın dönemsel dış politika konjonktürü hem de dünyanın seyri açısından oldukça önemli detayları içerisinde bulundurmaktadır.

Sergey Narışkin’in özellikle, “2025’in sakin bir yıl olmayacağı şimdiden belli. Pek çok şey, bölgesel ve küresel oyuncuların bunu yapacak sağduyu ve dayanıklılığa sahip olup olmayacağına bağlı.” sözleri dikkat çekici. Bu cümleler aslında dünyanın farklılaştığı ve sancılı bir yolla çok kutuplu bir düzene geçiş yapacağı, bu sebeple de 2025 yılının da dünya adına sakin geçmeyeceğini net olarak görmemizi sağlayan bir açıklama olarak karşımızdadır. Rusya, özellikle Ukrayna’ya karşı işgal hareketi sonrasında büyük yaptırımlar altında kalmış olsa da bu adımı çok kutuplu dünyaya doğru giden araç olarak gördüğünü düşünmekteyim. Öyle ki savaşın gidişatı bir barış anlaşmasına evrilecektir, fakat önemli olan Rusya bu durumdan ne kadar kârlı çıkacağıdır. Temel mesele veya dünyanın sakin olmayacağı konusu bize bunu zaman içinde gösterecektir. Bu açıklamanın geri kalanı ise küresel ve bölgesel aktörlerin dünya konjonktürünü değiştirecek bir kuvvete sahip olup olmadıkları üzerine gelişmekte, fakat durum tamamen tersi yönünde ilerlemektedir. Bu da politik çatışmaların hızla devam edeceği bir dönem demektir.

Narışkin, “Tek kutuplu dünya düzeninden yeni, adil bir dünya düzenine” geçiş döneminden bahsetmiştir. Bu durum tabii ki gerçekleşmekte olan bir süreç, fakat bu süreç aynı zamanda oldukça sancılı ve yavaş olacaktır; zira hegemonik güç olan ABD, günümüz dünyasında etki alanını devam ettirme gayreti içerisinde olacaktır. Rusya bu noktada etki alanını genişletmek amacıyla birçok diplomatik hamlede bulunsa da Avrupa pazarını büyük ölçüde yitirmiştir. Bu durum, aynı zamanda çok kutuplu bir dünyada Rusya’nın ekonomik gücünü frenleyecek bir sorundur. Narışkin ayrıca çok kutuplu dünya düzeninin içerisinde ABD ve Avrupa’yı da saymıştır, fakat tüm devletler dahilinde eşit şartlara sahip olmaları şartı koymuştur.

Narışkin ayrıca Trump yönetiminin göreve başlaması sonrasında Avrupa ile ABD arasında gerginliklerin olacağını belirtmiş, bu noktayı da Rusya’ya bağlayacaklarını söylemiştir. Bu durum aslında görünen bir taraf, zira Trump sonrası Avrupa’da yenilik ve değişimlerin olacağı muhakkaktır. Asıl önemli olan, ABD’nin Rusya ile iletişimi sonrasında Avrupa’nın ne tür bir reaksiyon alacağıdır; zira Avrupa, Ukrayna’nın desteklenmesi tarafında ve verilecek her bir ödünün Rusya’ya yarayacağını noktasında emin. İlaveten Narışkin’in “Batı Blokunun artık tek güç olmadığını” belirtmesinin aslında Avrupa’yı tedirgin eden bir nokta olduğunu söyleyebiliriz. Narışkin’in Batı’nın hegemonyasını devam ettirme çabasının Avrasya’da bir küresel silahlı çatışma riskini doğurabileceğini belirtmesi de dikkat çekici; zira Rusya, Avrasya’da çıkacak herhangi bir askerî gelişmeyi ya da çatışmayı Batı’ya bağlayacağına dair resmen meşruiyet kazandırmış oldu.

Narışkin’in ayrıca Rusya-Ukrayna Savaşı’nın devamı noktasında Rus kuvvetlerinin tüm cephelerde stratejik üstünlüğü elinde tuttuğunu belirtmesi de ilgi çekicidir; zira Ukrayna, özellikle belirli bölgelerde püskürtmeyi rahatça yapabilmektedir. İlaveten, Ukrayna ordusu Rus toprakları içerisine rahat bir şekilde operasyon yapabilmektedir. Rusya, 2022’den itibaren Ukrayna cephesinde belirli başarılar sağlasa da oldukça büyük yaralar almıştır. Bunun en büyüğü ise ekonomik yıpranma olmuştur ve net olan bir şey varsa ekonomik güç elinde olmadan büyük sahnede yer almak oldukça zordur. Rusya, enerji kartını sürekli öne atsa da Avrupa ek önlemlerle pahalı bir yol olsa da enerji ihtiyaçlarını çeşitlendirme yoluna gitmiştir. Bunun tipik özelliği yeşil enerji dönüşümü ve LNG’dir.

Narışkin, özellikle Orta Doğu noktasında Rusya’nın Suriye’deki yenilgi sonrasında bir şey kaybetmediğini belirtmesi de önemli, fakat Rusya’nın birçok bölgede etkin bir güç olamadığını bizzat gösteren bir olay Esad rejiminin düşmesi olmuştur. Narışkin, Rusya’nın Orta Doğu’da etkili bir oyuncu olduğunu söylemesi de aslında bölgedeki dinamiklerin etkisiyle gelişmektedir diyebiliriz; zira Rusya, ABD karşıtlığını bölgede iyi kullanabilmektedir. İlaveten, İran ile yapılan stratejik ortaklık anlaşması ile bölgede etkisini korumaya çalışmaktadır. Ayrıca Rusya, bölge ülkeleriyle tam temas hâlinde olmayı ve ekonomik birlikteliği sürdürmeye çalışacaktır; fakat Rusya’nın etkisinin kırıldığı gerçeğini iyi okumamız gereklidir.

Sonuç olarak; Sergey Narışkin’in açıklamaları ana hattıyla ele aldığımızda bunlar, dünya konjonktürünü Rusya’nın gözünden görmemizi sağlamaktadır. Rusya, ABD’nin küresel hegemonik güç yapısını kaybetmeye başladığını ve giderek küçüldüğünü her daim vurgular. Bu durum yavaş ve sancılı olacaktır; zira ABD, hâlâ ekonomik ve askerî olarak oldukça güçlü bir konumdadır ve ekonomik etkileri dünyada oldukça yüksektir. Rusya, özellikle bu yılın istikrarsız olacağı noktasında emindir; zira dünya bu sancılı dönemin içindedir. Batı ise güç kaygısı ile çatışmaları körüklemektedir, fakat Rusya bu noktada özellikle Ukrayna’daki işgali durdurması noktasında bu sözlerinde samimi olacaktır; zira savaşı uzun süredir Rusya sürdürmektedir. Bu durum, Rusya’nın ekonomik baskıdan kurtulmasını da zorlaştırmaktadır. Çok kutuplu dünyanın oluşumu, dünya barışını etkilemesi adına önemli bir yol olabilir; fakat aynı zamanda kutupların artması sorununu ve küreselleşme yolundaki konjonktürel etkiyi de yıkabilir. Bu durum, diğer yandan ekonomik olarak sorunlu görülmektedir. Önemli olan diplomatik hamlelerin devamı ve sıcak çatışmaların barışa doğru evrilmesidir diyebiliriz; zira çatışmaların artması bir kıvılcım niteliği taşıyacak ve tüm dünyayı etkileyecektir.  

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Yazar mustafametinkaslilar

Diğer Yazımız

SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER VE EĞİTİM: FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Fatmanur Subaşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisat, Yüksek Lisans Giriş Eğitim, bireylerin toplumsal hayata katılımını …