TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİNDE S-400 KRİZİ

Umut Bağdadioğlu

Araştırmacı

Giriş

Türkiye’nin S 400 sistemini Rusya’dan temin etmesi, NATO bünyesindeki Türkiye’nin ABD ile arasında gerilim yaşamasına neden olmuştur. Bu çalışma S 400 geriliminin nedenlerini, sonuçlarını Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerindeki etkenlerin detaylı şekilde incelemeyi hedeflemektedir. S 400 savunma sistemi krizi yalnızca silah temin etmeyle yeterli kalmayıp, Türkiye’nin uluslararası diplomasi politikasında büyük bir değişim meydana getirmiştir. Bu alınan kararda NATO bünyesindeki etkileri, Türkiye’nin stratejik ve jeopolitik gereksinimleriyle nasıl bir bağlantısı olduğu, ABD ile ilişkilerinde oluşan siyasi, askeri ve ekonomik alanlardaki durumlar ve Türkiye-Rusya ilişkilerinde gelişmeler gösteren işbirliği konular analiz edilecektir. Bu çalışma içerisinde akademik makaleler, araştırma merkezindeki çalışmalar, resmi açıklamalar, haberler ve siyasi analiz videoları gibi farklı kaynak türlerinden alınan verilerden yararlanılmıştır. Türkiye-ABD İlişkilerindeki geçmiş dönemlerde, S 400 krizine benzer olan gerilimlerle karşılaştırma yapılması, Türkiye ve ABD arasındaki problemlerin değerlendirilmesine ve ileriki dönemlerde meydana gelecek olası gerilimlerin çözümü ile ilgili kılavuzluk edecektir. Çalışma Türkiye-ABD ilişkilerinde benzer krizler, S 400 krizinin başlangıcı ve arka planı, Türkiye-Rusya Stratejik İşbirliği ve S 400 krizini ele alarak başlayacaktır. Ardından Türkiye’nin F 35 programından çıkarılması, CAATSA yaptırımları, S 400 krizindeki diplomatik çözüm arayışları, S 400’ün Türkiye’ye etkilerinden bahsedilecektir. Bu çalışmadaki amaç S 400 krizinin karışık yapısını ve Türkiye’nin dış ilişkiler konusundaki seçimlerinin uluslararası ilişkilerdeki etkisinin iyi bir şekilde anlaşılmasıdır. Edinilen veriler Türkiye’nin uluslararası ve yerel düzeydeki politik konumunu ve ileriki dönemlerdeki uluslararası stratejideki seçimlerini yapılandırmada yardımcı olacaktır.

Türkiye-ABD İlişkilerinde S 400 Krizine Benzer Olan Krizler

Türkiye-ABD ilişkileri kapsamında tarihsel süreç içerisinde farklı askeri gerilimler ile şekil almıştır. Bu gerilimler iki devletin ittifaklar, güvenlik ve bölgesel politikalarındaki farklılıklar sebebi ile meydana gelmiştir. Bu iki ülkenin özellikle askeri alan içerisindeki bazı gerilimler bazı durumlarda daha da gerilmiş ve gerilimler iki devletinde stratejik olan politikalarında derin etkiler bırakmıştır. Türkiye ve ABD ilişkilerini ciddi derecede etkileyen ve S-400 krizi ile birbirine yakın etkenlere neden olan bazı askeri krizler;

-Kıbrıs Krizi

Bu kriz 1974 senesinde Türkiye’nin Kıbrıs’a etmiş olduğu müdahale ile ortaya çıkmıştır. Bu edilen müdahalede Yunanistan’ın desteğini alan bir askeri darbenin sonrasında meydana gelmiştir. Yunan destekli olan askeri darbe rejimi, Kıbrıs’ta yaşayan Türk kesiminin güvenliğine risk oluşturacak darbe yapmış ve bu durumu engel olmak için Türkiye’de hamle yapmıştır. Yapılan bu hamleyle, ABD sert tepki verdi ve silah ambargosu da koymuştur. Bu durum Türkiye’nin savunma alanındaki potansiyelini önemli derecede tesir etmiş ve Türkiye- ABD ilişkileri tarihi sürecinde de geniş bir zaman dilimini kapsayan bir gerilim meydana getirmiştir. ABD, Kıbrıs da yaşanan bu sorunu ‘’NATO bünyesinde yer alan ittifaklar arasındaki işbirliğine zarar veren problem’’ şeklinde değerlendirmiş ve Türkiye’nin yapmış olduğu askeri hamleyi olumsuz değerlendirmiştir. Türkiye’nin, ABD’nin kendisine uyguladığı ambargoyu, batı ülkeleriyle olan ilişkilerine zarar vermeden ancak kendi güvenliğini garanti altına almak amacı ile tehlike olarak değerlendirmiş ve bu gerilim Türkiye’nin küresel arenada askeri alandaki bağımsızlığını arttırma çalışmalarını daha da derinleştirmiştir. Bununla birlikte Türkiye bu süreç içerisinde NATO bünyesindeki görevini tekrardan gözden geçirmiş ve bağımsız savunma politikalarına eğilim göstermiştir. Bu gerilim Türkiye’nin NATO bünyesindeki üyeliği bağlamında güvenlik dengelerine ciddi derecede etki etmiştir.

-Irak Savaşı

2003 senesinde Amerika’nın Irak’a askeri harekatı, Türkiye-ABD ilişkileri içerisinde farklı bir polemik unsurudur. ABD, Irak’a askeri harekat düzenlemek amacı ile Türkiye’den askeri üss kullanmak istemiştir. Fakat Türkiye, Amerika’nın bu isteğini kabul etmemiş ve ABD’nin Irak’a olan askeri harekatına katılım sağlamama tercihini yapmıştır. Türkiye’nin bu tavrı, bölge içerisindeki stratejik yöndeki menfaatleri ve yerel düzeydeki politik yapılarla şekil almıştır. Özellikle Türkiye, Irak’ta bulunan kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgedeki gücün artmasının, Türkiye’nin güneydoğu tarafındaki olası kürt geriliminin meydana gelmesinden şüphe duymuştur. Bununla birlikte Türkiye’nin yerel siyaseti, ABD’nin bu askeri hamlesinin PKK örgütünün gücünü arttıracağını ve böyle bir durumda Türkiye’nin güvenliğini zedeleyeceği fikrini vermiştir. Amerika’nın Türkiye’nin tavrını eleştirmesi ve siyasi manada terk etmesi, Türkiye-ABD ilişkilerinde güvenlik alanındaki işbirliğini ciddi derecede etkilemiştir. Bu sorun, Türkiye’nin dış politika alanında bağımsız politikaya yönelmesinin gerekli olduğu ortaya çıkmış ve bölgesel alandaki güvenlik ile ilgili ABD’nin tavrını sorgulamasına yol açmıştır. Bu kriz Türkiye’nin NATO ilişkilerinde gerginlikler meydana getirmiştir. Türkiye’nin bölgesel alandaki güvenlik gerilimlerinde ABD’nin tavrını yetersiz olduğunu değerlendirmiş ve ulusal hedeflerini savunmak amacı ile farklı hamleler yapmıştır.

-F 35 Krizi

Türkiye’nin Rusya’dan S 400 temin etmesi, Amerika ile ciddi derecede gerilime neden olmuştur. ABD, S 400 sisteminin NATO ile uyuşmazlık yaşandığı ve bu sisteminin F 35 jetlerinin güvenliğini tehlikeye attığını ifade etmiştir. Türkiye’nin S 400 hava savunma sistemini Rusya’dan temin etmesi bağımsız güvenlik stratejisini sağlamlaştırmak ve kendi güvenlik gereksinimlerini gidermek için etmiştir. Fakat ABD,F 35 programından çıkarmıştır. Bu gerilim Türkiye-ABD ilişkileri içerisindeki güven unsuruna zarar vermiştir. ABD bu durumu, Rusya ile işbirliği içerisinde olması Türkiye’nin güvenlik yönünden tehlike meydana getireceğini belirtmiştir. Türkiye S 400 temininin savunma ihtiyaçları yönünden zorunlu bir durum olduğunu ifade etmiş ve ABD’nin tavrını eleştirmiştir. F 35 geriliminden sonra Türkiye,yerli savunma sanayisini geliştirme odaklı faaliyetlerine ivme kazandırmıştır. Bununla birlikte bu gerilim Türkiye’nin Batılı ülkelerden bağımsız bir şekilde dış politika izleme stratejisine yönelme faaliyetlerini de sağlamlaştırmıştır.

Afganistan Krizi

ABD’nin 2021 senesinde Afganistan’da konuşlanan askeri birliklerini geri çekmesi, Türkiye’nin bölge içerisindeki rol ve görevini sorgulamaya sevk eden bir krizdir. ABD, Afganistan’da bulunan askeri tesislerin güvenliğinin sağlanması amacıyla Türkiye ile protokoller imzalamış, fakat ABD’nin ani kararı ve Taliban’ nın tekrardan yönetime gelmesi, Türkiye’yi güç bir duruma düşürmüştür. Türkiye, Taliban’a nasıl bir tavır sergileyeceği konusunda zorluk yaşamış ve bölge içerisindeki politik çıkarlarını korumak için uğraşmıştır. ABD’nin Afganistan’dan ordusunu geri çektikten sonra Türkiye, Afganistan da bulunan askeri tesislerini korumak amacı ile askeri kapasitesini yükseltmeyi planlamış, ancak ABD’nin hamlesi ve Taliban’ın yükselişe geçmesi, Türkiye’nin bölge içerisindeki konumunu karmaşık duruma getirmiştir. Türkiye’nin NATO ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirirken, ABD’nin çekilmesi ve bölgede ortaya çıkan yeni güç dağılımı, Türkiye’nin bölgesel alandaki stratejik amaçlarının tekrardan biçimlenmesine yol açmıştır.

-Kosova Krizi

Bu kriz 1999 senesinde Kosova Bölgesi içerisinde ortaya çıkan etnik gerilimlerden sonra NATO’nun müdahalede bulunmasına neden olmuştur. Amerika, NATO bünyesinde Sırbistan’a askeri harekat düzenlediği esnada, Türkiye’de aynı ittifak’ ın bir üyesi olarak dahil olmuştur. Fakat, Türkiye’nin Kosova’da bulunan Arnavut halkının savunulması gerektiğiyle ilgili yaklaşımları ile ABD’nin stratejileri, bazı durumlarda uyuşmazlıklar olmuştur. ABD’nin Kosova’ya olan askeri müdahalesi ve Türkiye’nin bölgede bulunan askeri gücü, her iki tarafında güvenlik stratejileri kapsamında bir takım problemler ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin bölge içerisindeki müdahaleler ile ilgili bağımsız duruş sergilemiş ve NATO bünyesindeki bağımsız yaklaşımını göstermiştir. Bu kriz Türkiye’nin NATO bünyesindeki askeri işlevini etkilemesine neden olmuş ve ABD ile bölge içerisindeki stratejik öncelikler arasında olan farklılıklar artmıştır. Türkiye bağımsız duruşu olan bir uluslararası stratejiye yönelmeyi tercih ederken, bu süreç içerisinde ABD’nin müdahaleci stratejilerine karşı kontrollü bir tutum izlemiştir. Bu kriz, Türkiye’nin savunma stratejilerini kendi menfaatlerine göre yönlendirme arzusunu arttırmıştır.

Askeri alanda meydana gelen bu krizler, Türkiye-ABD ilişkileri içerisindeki dengenin ve iki devletin stratejik ilişkilerine büyük ölçüde etkisi olmuştur. Her ortaya çıkan kriz; ulusal kararlar, güvenlik endişeleri ve bölgesel stratejilerin ne şekilde gerilim yaşanacağı ve bunun uluslararası ilişkilerde gerilimlere nasıl neden olacağını ortaya koymaktadır. Özellikle S 400 gerilimi, bu tip gerilimlerin yalnızca askeri alanla yetinmeyip, ileriye dönük stratejik ilişkiler ve jeopolitik hedefler üzerinde derin izler bıraktığını gözler önüne sermektedir.

S 400 Krizinin Arka Planı ve Başlangıç

Bu kriz yıllar boyunca süre gelen savunma sisteminin sağlanması sırasında oluşmuştur.Türkiye,1990 dönemlerinden beri özellikle güney tarafından olası füze risklerine karşı nitelikli hava savunma sistemi arama çabasındaydı. Bu süreç içerisinde NATO ittifaklarından gereken yardımı bekleyen Türkiye, ABD ve Avrupa ile birçok kez müzakerelerde bulunmuş fakat beklentilerini karşılayamamıştır. Türkiye’nin ABD’den patriot donanımlarını temin etme faaliyetleri, teslim etme süreci, ücret ve teknoloji aktarımı ile ilgili konularda sorunlar ortaya çıkmıştır. ABD’nin tavrı, Türkiye’nin savunma sistemlerine olan ihtiyacının gereken önemin verilmediği yaklaşımı derinleşmiştir. Türkiye’nin Rusya’dan S 400 temin etmesindeki diğer sebep; 2015’de Suriye’deki olaylardan dolayı meydana gelen bölgesel alandaki güvenlik endişeleridir.2017 senesinde S 400 sistemini temin etme ile ilgili 2,5 milyar $ sözleşme yapmış ve 2019’da ilk sevkiyat tamamlanmıştır. S 400 sistemi, etkin hava savunma sistemi ve radar becerileri ile dikkat çekmektedir. Bu hava savunma sistemi Türkiye’nin savunma sistemindeki eksiklikleri gidermek amacı için stratejik hamle olarak değerlendirilmiştir. NATO üyeleri, Türkiye’nin S 400 hamlesine şiddetle karşılık vermiştir. ABD, S 400 gibi sistemlerin NATO bünyesindeki sistemlerle teknik açıdan eşleşmediği ve Rusya’nın NATO’nun askeri sistemlerini ve eylem stratejilerini anlamak amacı ile S 400 hava savunma sistemlerini kullanacağını belirtmiştir. Özellikle ABD,S 400 sistemlerinin Türkiye’nin koordineli üretim planında olduğu, F 35 jetlerinin birlikte yer almasının ,F 35’in radarın saptamama teknolojisine benzer hassas yönlerinin Rusya’nın saptamasına neden olacağına dikkat çekmiştir. ABD’nin bu kaygısı yalnızca teknik durumdan çok NATO içerisindeki stratejik olan güvenin zarar görmesi açısından büyük bir etkiye sahiptir. Türkiye ise S 400 sisteminin tam anlamıyla belirleyici bir tercih olduğunu ve NATO’ya olası tehlike meydana getirmeyeceğini belirtmiştir. Ankara idaresi; ABD’nin Patriot savunma sisteminin kendisine belirttiği şartların teknoloji aktarımı ve fiyat yönünden beklentileri karşılamadığını belirtmiş, bununla birlikte geçmiş dönemlerde fiyatı ödenmiş olan askeri sistemlerin sevkiyatının tamamlanmadığını hatırlatarak ABD’nin ittifaklık rolüne aykırı bir tavırda olduğunu dile getirmiştir. Türkiye, S 400 sisteminin NATO’nun altyapısından bağımsız şekilde kullanacağını ve uyumlu hale getirilemeyeceği, bu bağlamda NATO’nun güvenliğinin zedelenmeyeceğini ifade etmiştir. Bu süreç içerisinde ABD, Türkiye’ye CAATSA yaptırımları yürütmüş ve F-35 programından çıkarmıştır. Bu yaptırımlar kapsamında Türkiye’deki bazı kurum ve yetkililer hedef haline gelmiş, Türkiye’nin uluslararası çaptaki savunma projelerindeki anlaşmalarına kısıtlamalar getirilmiştir. Yürütülen yaptırımlar ve askeri programdan çıkarılmasının sonucu olarak da Türkiye’nin savunma alanındaki stratejilerine ciddi derecede etkisi olmuş ve savunma alanındaki yerli üretim çalışmalarına daha da odaklanmıştır. Krizin etkileri yalnızca Türkiye-ABD ilişkileriyle sınırlı kalmamış, NATO bünyesindeki dengeleri de etkilemiştir. Türkiye bu dönem içerisinde Rusya ile daha kapsamlı ilişkiler kurmuş ve batılı ülkelerle olan ilişkileri de yeni evreye geçmiştir. S 400 krizi, Türkiye’nin bağımsız bir şekilde savunma stratejisinin dinamik hale getirme arzusunun belirtisi olarak kabul edilmektedir. Fakat bağımsızlık konusundaki bu arayış faaliyetleri, Türkiye’nin Batı ile olan diplomatik ilişkilerinde güvensizlik durumu meydana getirmiş ve ileriye dönük stratejik etkiler yaratmıştır.

Türkiye-Rusya Stratejik İşbirliği ve S 400 Krizi

Türkiye-Rusya ilişkilerinde bu dönem içerisinde küresel ve bölgesel düzeydeki dengelerin sonucu olarak ciddi derecede ilerleme kaydetmiştir. Bu işbirliği iki devlet arasındaki strateji, siyasi, enerji ve ticaret alanlarındaki ilişkilerin ilerlemesiyle ortaya çıkmaktadır. Fakat bu iki ülkenin ilişkilerindeki en tepe noktaları arasından biri de 2017 senesindeki S 400 sistemi anlaşmasıdır. Türkiye bu hava savunma sistemini temin etmek amacı ile Rusya ile işbirliği yaparken, Batılı ittifaklarının ve ABD’nin tepkilerinin bilincinde de olmuştur. Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını gidermek için yapmış olduğu hamle, ülkenin NATO bünyesindeki üyeliği ile tutarsız durum meydana getirmiştir. Bu savunma sisteminin NATO’nun altyapısına uyumsuz olması ve F 35 jetleriyle koordinasyon problemleri, Batı devletleri bunu tehdit unsuru olarak değerlendirmiştir. ABD, Türkiye’nin S 400 temin etmesini, NATO’nun güvenliğini riske sokacak hamle olarak belirlemiş ve farklı yaptırımlar yürütmüştür. Bu yaptırımlar arasında CAATSA yaptırımları ve F 35 programından çıkarma gibi çeşitli yaptırımlar vardır. Türkiye’nin Batı ile olan ilişkilerinde bu gerilim üzerine S 400’ü bağımsız olarak kullanacağını ve NATO’daki sistemlerle uyumlu hale getirilmeyeceğini ifade etmiştir. Türkiye, mili savunma ihtiyaçlarını gidermek amacı ile çeşitli tedarikçi konumundaki devletlerle savunma sanayi konusunda protokoller imzalama hakkını elinde bulundurduğunu belirtmiştir. Bu aşamada Türkiye’nin dış ilişkilerindeki savunma alanındaki tutumu S 400 krizinin etkisidir. Türkiye-Rusya ilişkilerinde S 400 sistemi anlaşması sadece askeri alanla sınırlı kalmamış, bununla birlikte iki devlet arasındaki siyasi bağ sağlamlaşmıştır. Bu durum savunma alanıyla yetinmeyip, enerji ve ticaret alanlarını da etkilemiştir. Enerji alanında Türkiye, Rusya’dan tedarik ettiği doğalgaz ve yapmış olduğu nükleer enerji alanındaki ortaklıkları ile enerji alanındaki bağımsızlığını güçlü bir duruma getirmeyi hedeflemektedir. TürkAkım doğalgaz boru hattı projesi, Rusya’nın doğalgaz sağlama sürecindeki kritik rol ve görevini güçlendirmiştir. Bu durum yalnızca enerji güvenliğini garanti altına almanın ilerisinde, Türkiye’nin bölgesel çapta enerji merkezi konumu olma amacına katkı sağlamaktadır. Bu projeler Türkiye-Rusya ilişkilerindeki ekonomik ortaklığını sağlamlaştırırken aynı zamanda batılı devletlerden gelen dayatmalara karşı denge politikası olarak da tanımlanabilir. Bununla beraber Türkiye’nin Rusya ile kurmuş olduğu kritik ilişkiler. Batılı devletlerle olan ilişkilerde ciddi bir dönüm noktasına gelmiştir. ABD ve diğer NATO bünyesindeki devletler S 400 alımı ile ilgili almış oldukları tavır, Türkiye’nin batılı müttefikleriyle olan ilişkilerini sorgulamasına neden olmuştur. Türkiye Rusya ile ilişkileri içerisindeki işbirliklerini sağlamlaştırması ve batılı ittifaklarıyla olan ilişkilerinde denge kurmaya çalışması, dengeli dış politika yürütme gayreti içerisinde olmuştur. S 400’ün temin edilmesinden sonra yaşanan bu kriz, yalnızca Türkiye’nin askeri potansiyelini sağlamlaştırmakla yetinmeyip, aynı zamanda Türkiye’nin dış politikada bağımsız şekilde adım atma isteğinin etkisi olarak gözlemlenmektedir. Türkiye bu süreç içerisinde NATO ve diğer büyük çapta gücü olanlarla ilişkilerini aynı anda idare etmeyi çabalamış, aynı zamanda enerji ve güvenlik gereksinimlerini öne çıkarmıştır.

F 35 Programından Çıkarılma

Türkiye’nin S 400 sistemini almasıyla, ABD ve NATO ile ilişkilerinde krize neden olmuştur. Bu sistemler, NATO’nun altyapısıyla uyumlu olmamış, ABD tarafından F 35 jetlerinin güvenliği için tehlike unsuru olarak ele alınmıştır. ABD, S 400 savunma sisteminin radar aygıtlarının F 35 jetlerinin donanımlarını analiz etme becerisinin olduğunu ve bunun hassas derecedeki askeri verilerin Rusya’ya aktarma tehlikesi meydana getireceğini ileri sürmüştür. Türkiye S 400 sisteminin temin edilmesinde, güvenlik gereksinimleri yönünde yapıldığını ve milli savunma gerekçeleriyle uyum sağladığını ifade etmiştir. ABD’nin yapmış olduğu ikazlar üzerine Türkiye, S 400 sistemini teslim aldı. Bunun sonucunda ABD Savunma Bakanlığı, Türkiye’yi F 35 programındaki ortaklık konumunu geçici olarak durdurdu ve ardından tamamen çıkarıldığına dair açıklamada bulundu. Bu çerçevede Türkiye’nin satın aldığı ve sevkiyatı planlanan F 35 jetlerinin teslimatı durduruldu. Bununla birlikte Türk savunma endüstrisinin F 35 jetlerindeki üretimdeki konumuna son verildi. Türkiye’nin üreteceği yaklaşık olarak 900 parça, ABD ve diğer devletlerdeki üretici unsurlarına verildi. Bu değişim süreci ekonomik yönden Türkiye’ye ciddi ölçüde zarar verirken, ABD yönünden de ek masraflar getirdi. Türkiye’nin bu programdan tasviye edilmesi yalnızca ekonomik sonuçlar değil stratejik sonuçlar da meydana getirdi. Türkiye bu programa ortak konumunda olan devletler arasındaydı ve bu durum Ankara’nın NATO’daki stratejik konumu ve savunma alanındaki uluslararası çaptaki uyumunu sağlamlaştıran bir faktördü. Fakat S 400 sisteminin temin edilmesiyle bu güçlü yönler kaybedildi. Türkiye F 35 jetlerinin farklı bir seçeneği olan sistemlere yönelim sağlamayı incelemeye başladı. Bu süre zarfında Rusya ile olan ilişkiler gelişirken. ABD ile ilişkilerinde ise ciddi ölçüde bir güven kaybı oldu. ABD, Türkiye’nin S 400 sisteminden feragat ettiği takdirde F 35 programına yeniden dahil edebileceğini ifade etti. Fakat Türkiye, S 400 sisteminin ulusal güvenlik politikası yönünden büyük önem taşıdığını savundu ve geri hamlede bulunmadı. Bu durum karşısında ABD’nin uyguladığı ekonomik alandaki yaptırımlarına maruz kaldı ve savunma stratejisinde yeni çalışmalara girişti. NATO bünyesindeki bazı devletler, bu gerilimin ittifak içerisinde geniş bir yol ayrımına neden olacağı kaygısını belirtti. Türkiye’nin F 35 programından çıkarılması ve S 400 krizi, diplomatik ilişkiler ve savunma alanında olan etkileri senelerce devam edecek değişim sürecidir. Bu süreç içerisinde devletler arasındaki ilişkilerin duyarlılığını, diplomatik ilişkiler içerisindeki karşılıklı olan bağlantıları ve milli savunma stratejilerinin önemini yeniden ortaya koymuştur.

CAATSA Yaptırımları ve S-400 Krizi

CAATSA yani ABD’nin düşmanlarına yaptırımlarla karşı koyma yasası Donald Trump başkanlığı döneminde meclis de yüksek oy oranı ile 2017 yılında kabul edilmiştir. Özellikle Kuzey Kore, İran ve Rusya’ya ilişkin politik ve ekonomik alandaki yaptırımları kapsayan düzenlemelerdir. Bu yasa sadece bu devletlere yönelik olmakla yetinmeyip, bu devletlerle işbirliği içerisinde olan üçüncü devletlere de bu yasanın uygulanmasına imkan sağlamıştır. Ağırlıklı olarak Rusya’nın enerji ve savunma pazarına ciddi derecede zarar vermeyi hedefleyen bu yasa, Türkiye’nin S 400 sistemini temin etmesiyle yakından ilişkili durumuna gelmiştir. Türkiye’nin uzun zamandır ihtiyaç duyduğu hava savunma sistemini sağlamak için 2017’de Rusya ile S-400 hava savunma sistemi anlaşmasını imzalamıştır. Bu yapılan anlaşma Türkiye’nin milli savunma potansiyelini geliştirme çabalarından dolayı meydana gelmiştir. Fakat ABD,NATO bünyesinde olan devletin Rusya ile yaptığı anlaşmayı bir tehdit unsuru olarak görmüştür. ABD, S 400 sisteminin NATO’daki sistemle uyum sağlamadığı ve böyle bir durumda F-35 jetlerine risk oluşturacağı nedeni ile Türkiye’ye uyarı da bulunmuş, ancak Türkiye yapılan uyarılar üzerine sistemin teminini tamamlamıştır. Bu gelişen olaylardan sonra ABD,2020’de CAATSA yaptırımları yasası çerçevesinde Türkiye’ye yaptırım uygulanmasına hüküm vermiştir. Bu yaptırımlar T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı ve üst mertebedeki yetkililere odaklanmıştır. ABD Dışişleri Bakanlığı. T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı’na ABD üretimi olan her türlü ürünün uluslararası satış lisansının sağlanmasını engellemiş ve belli kişilerin Amerika’daki finans kaynaklarına el koymuş ve T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın uluslararası çaptaki finans organizasyonlarından kredi almasına engel olmuştur. Bununla birlikte bu üst düzey yetkililerine de ABD’ye girişi yasaklamıştır. Türkiye, uygulanan yaptırımları eleştirmiş ve verilen bu kararı egemenlik haklarına yönelik ihlal bağlamında değerlendirmiştir. Türkiye’nin yapmış olduğu resmi açıklamalarında S 400 teminin milli güvenlik gereksinimlerine dayandığını ve farklı bir tercihin mevcut olmadığını ifade etmiştir. Bununla birlikte Türkiye’nin NATO’nun katılım sağlamasıyla teknik ekibin kurulması tavsiyesini ortaya atmış fakat bu tavsiye ABD tarafından reddedilmiştir. CAATSA yaptırımları Türkiye-ABD ilişkilerinde ciddi bir gerilime neden olmuştur. Bu durum iki devlet arasındaki politik ortaklığa zarar vermiş ve NATO bünyesindeki dengeyi eleştiren anlaşmazlıklar gerginlik yaratmıştır. Türkiye, milli güvenliğini sağlamak amacı ile kararlarına devam edeceği ve uygulanan yaptırımlar üzerine savunma projelerini de ihmal etmeyeceğini ifade etmiştir.

ABD ise Türkiye’nin bu tavırdaki politikalarında değişiklik yapmadığı sürece bu yaptırımlarına devam edeceğini belirtmiştir.

S 400 Krizinde Diplomatik Çözüm Arayışları

Türkiye-ABD ilişkilerinde çok sayıda müzakereler ve anlaşmalar yapılsa da kesin bir uzlaşmaya sağlanamamıştır. Bu süre zarfında Türkiye’nin S 400 sistemini kullanmada kısıtlama veya devreye girmeme tavsiyesi öne çıkmıştır. Türkiye’nin bu sistemi sadece savunma sistemi olarak barındırması yada sadece depolarında bulundurması gibi tercihleri vurgulamış, böylelikle bu gerilimin çözülmesi sağlanabileceği ve ABD ile ilişkilerin normale döndürülmesinin sağlanmasının mümkün olabileceği düşüncesini ileri sürmüştür. Fakat bu tavsiyeler, ABD tarafından reddedilmiştir. Bu durum için ABD, S 400 sistemi alımının tehlike oluşturduğunu ve çözüm yolunun bulunmadan ilişkilerin düzelmeyeceğini belirtmiştir. Türkiye’nin tavsiye bulunduğu Girit Modeli, diplomatik çözüm faaliyetlerinin temel bir unsurudur. Bu model, Türkiye’nin S 400 savunma sisteminin depolarda barınması ve NATO’nun herhangi bir sistemi zarar görmemesi amacı ile iki tarafında denetimi altında olması bekleniyordu. Girit Modeli, Türkiye ve Rusya’nın S 400 sistemi için yapmış olduğu anlaşma kapsamında, Türkiye’nin bu sistemi barındırmasına imkan verirken, ABD ise NATO’nun sistemi ve güvenliğiyle uyuşmadığı ile ilgili kaygılarını ortadan kalkmasını ileri sürüyordu. Fakat bu model, elle tutulur bir anlaşma yapılamadan kaldı. ABD gerilimin çözümünü geçici olarak değerlendirmiş ve bu sistemin tamamı ile geri adım atmasını talep etmeyi sürdürmüştür. Diplomatik çözüm faaliyetlerindeki diğer bir gelişme ise Türkiye-ABD ilişkilerinde her iki tarafında karşılıklı olan güven durumunu düzeltme odaklı faaliyetleridir. Bu faaliyetler çerçevesinde, Türkiye, ABD’ye savunma sanayi’ deki bağımsızlık amacından taviz vermemek ile beraber, uzlaşmaya yönelik bir tutumu gözler önüne sermeye çalışmıştır. Türkiye bu süre zarfındaki izlediği politika, ABD ile ilişkileri düzeltmek ve diplomatik çözüm sağlamak amacı ile milli güvenlik gereksinimlerinden geri adım atmamaktır. Türkiye, ABD’ye Rusya’dan temin ettiği sistemin sadece kendi güvenliğini sağlamak amacında olduğunu, bu sistemi saldırma odaklı olmadığını belirtmiş, fakat bu konu ile ilgili gerekli güveni karşılayamamıştır.

S 400 Krizinin Türkiye’ye Etkileri

Türkiye’nin S 400 sistemini temin etmesi ile sadece Türkiye’nin askeri alandaki stratejileri yönünden hamle değil, aynı zamanda dünya politikası içerisindeki dengelerde değişikliğe giden bir evreye girmiştir. Türkiye’nin vermiş olduğu kararda savunma potansiyelinin geliştirilmesi ve batılı olan ittifaklarının mevcut savunma sistemlerine bağlılığı giderme hedefi bulunmaktadır. Fakat bu durum, NATO bünyesindeki Türkiye ile müttefikleriyle polemiklere neden olmuştur. Bu süre zarfında Türkiye’nin küresel çaptaki statüsünü ve uzun vadedeki amaçlarını önemli ölçüde etkilenmiştir. İlk aşamada S 400 sisteminin temin edilmesi Türkiye’nin milli savunma politikalarını etkilemiştir. Suriye’deki güvenlik risklerine karşı savunma sistemlerini güçlü bir duruma getirmeyi hedeflemiştir. S 400 savunma sistemi füzeler ile yapılandırılmış ve ileri düzey radar aygıtları olan sistem olup, Türkiye’nin savunma potansiyelini ciddi derecede yükseltmesi öngörülen sistemdir. Fakat Batılı olan müttefikler, S 400 sistemlerinin NATO altyapısıyla uyum sağlamadığı ve bu durumda müttefikin savunma sistemlerinde problemler meydana getirebileceğini ileri sürmüştür. Özellikle S 400 sistemlerinin F 35 jetleriyle uyumsuz olması, iki savunma donanımının beraber çalışmasında tehlike oluşturacağı kaygıları görülmüştür. Bu durumda S 400 sisteminin Rusya aracılığıyla F 35 jetlerinin dijital bilgilerini toplamak için yararlanabileceği düşünülmektedir. Bu kaygılar, ABD’nin Türkiye’ye yapmış olduğu finansal kaynak destekten yoksun edilmesiyle ve F 35 programından çıkarması ile karara bağlanmıştır. Türkiye F 35 programı için yapmış olduğu yaklaşık milyarlarca dolarlık yatırım ve senelerce devam eden işbirlikli üretim evreleri vardı. F 35 programından ihraç edilmesi sadece Türkiye’nin savunma potansiyeline etkisi olmakla yetinmeyip, aynı zamanda savunma sanayi teknolojisine olan bağlılığını derinleştirmiştir. Türkiye bu durumlar üzerine kendi yerli savunma alanındaki projelerini gerçekleştirme faaliyetlerine girişmiştir. ABD ve NATO devletlerinin Türkiye’ye olan siyasi ve ekonomik alanlardaki baskıları yoğunlaştırmış ve uygulayacakları yaptırımları yürürlüğe koymayı ileri sürmüştür . Bu kapsamda CAATSA yaptırımları çerçevesi içerisinde T.C. Savunma Sanayi Başkanlığı hedefli olarak yürütülmüştür. Bu yürütülen yaptırımlardan dolayı , Türkiye’nin savunma sanayideki dış kaynaklara olan ulaşım zor duruma gelmiş ve inovasyon aktarımı ile ilgili kısıtlamalar gelmiştir. Bununla birlikte savunma endüstrisi alanındaki tedariklerinde ve projelerinde meydana gelecek sorunlar, Türkiye’nin güvenlik risklerine karşı savunma düzeyi zayıf duruma gelmesine yol açmıştır. S 400 savunma sisteminin temin edilmesi Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde değişimlere neden olmuştur. Avrupa devletleri ve ABD’nin karşı çıkmaları üzerine, Türkiye’nin Rusya ile işbirliğini geliştirme tercihini yapmıştır. Türkiye’nin S 400 sistemini temin etmesi milli güvenlik menfaatleri yönünde bağımsız bir seçenek olduğunu vurgulamış, Batılı devletlerin ve NATO’nun tutumunu görmezden gelinerek alınan bu kararı yürütmeye koymuştur. Türkiye’nin Rusya işbirliğindeki bu yakın temas,Batılı devletlerde kaygı meydana getirmiş ve Türkiye’nin Batılı müttefikleriyle mesafe koymaya başlamış olduğu ile ilgili anlayış meydana gelmiştir. Fakat Türkiye, bu hamlenin sadece Rusya ile ilişkilerini geliştirme hedefi olmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda savunma sanayi alanında bağımsız olma faaliyetlerinin bir unsuru olduğunu ifade etmiştir. Bu durum, batılı devletlerle ilişkilerinde güven kaybına neden olmuştur. Türkiye’nin NATO sistemiyle koordine olmayan sistemi temin etmesi, Batı’daki devletler tarafından Türkiye’nin ittifak içerisindeki sadakatini sorgulatmasına sebep olan bir adım olarak görülmüştür. Bu Türkiye’nin batı ittifakına olan sadakatinin sorgulanmasının gerekli olduğu düşüncesine sahip olan bazı uluslararası ilişkiler uzmanlarının düşüncelerini kuvvetlendirmiştir. Fakat Türkiye, NATO bünyesindeki konumunu desteklemiş ve ittifakın başlıca menfaatlerinin kendisi için ne kadar önemli olduğunu ifade etmiştir. Yine de bu S 400 savunma sistemi gerilimi, Türkiye’nin Batılı ülkelerle ilişkilerini zayıflatmış ve güven kaybını ileri taşımıştır. Ekonomik yönden S 400 geriliminin Türkiye’ye olan etkileri açık duruma gelmiştir. Uygulanan yaptırımlar Türk ekonomisinde kötü yönde etkisi olmuş ve savunma alanındaki yeni finansal kaynakların yönlendirilmesi, sevkiyat ve teknoloji zincirinde sorunlara neden olmuştur. ABD ile olan sorunlardan dolayı Türk Lirasında değer kaybı meydana gelmiş,ekonomik alandaki istikrar ciddi derecede tehlikeli bir duruma gelmiştir. Türkiye bu sorunla baş etmek amacı ile savunma sanayi alanında yerli üretimi geliştirme faaliyetlerine hız vermiş, fakat bu faaliyetlerin ne derecede etkin olacağı da Türkiye’nin teknolojik alandaki üretim potansiyeli ve temel yapısına bağlıdır. S 400 savunma sisteminin temin edilmesi, Türkiye’nin uluslararası ilişkilerine olan etkisi, NATO ile sınırlı kalmamış, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerine de yansımıştır. Avrupa Birliği bünyesindeki devletler, Türkiye’nin Rusya’ya olan yakın teması olumsuz karşılanmış ve Türkiye’ye tepki vermişlerdir. Fakat Türkiye, bu tepkileri verenlerin kendi milli güvenlik menfaatlerini algılamadığı ve Türkiye’nin bağımsız yönde bir stratejiye yönelme hakkı olduğunu ileri sürmüştür. Bu durum Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde çok taraflılık çabasına girmesine yol açmıştır.

Sonuç

Bu çalışmada Türkiye’nin S 400’ü temin etmesinde Türkiye-ABD ilişkilerindeki siyasi, ekonomik ve askeri alandaki gerilimdeki etkenleri ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Türkiye’nin yaptığı bu tercihte savunma gereksinimi, taktiksel amaçlar ve bölgesel güç dengeleri yönünde işlenmişken, NATO ve ABD’nin sert tutumları bu ilişkideki yapısal unsurlarını meydana getirmiştir. Bu krizin ilk evrelerinde siyasi güçlükler ve çözüm bulma faaliyetleri, iki devlet arasında olan temel sorunları ortaya koymaktadır. Türkiye’ye uygulanan CAATSA yaptırımları ve F 35 programından çıkarma vb. gibi durumlar, iki devletin savunma işbirliğinde büyük bir değişim yaratmış, Türkiye’nin farklı çözüm bulma faaliyetlerini tercih etmesine neden olmuştur. Bununla birlikte Türkiye ve Rusya arasında gelişen stratejik olan işbirliği ve S 400 savunma sisteminin temin edilmesinin işbirliğindeki yansıması, Türkiye’nin küresel düzeydeki politikalarındaki konumunu daha da güçlendirmiştir. Bu krizden meydana gelen askeri ve ekonomik alandaki etkileri ise Türkiye’nin savunma sanayi alanındaki tesiriyle beraber, küresel düzeydeki konumunu yeniden meydana getirecek büyük bir etki yaratabilir. Kısaca Türkiye’nin S 400 sistemini temin etmesinden meydana gelen bu kriz, yalnızca iki devlet arasındaki ilişkilerinde sınırlı kalmayıp, aynı zamanda küresel güç dinamiklerinde kritik değişikliklere yol açmıştır. Bu çerçeve de Türkiye’nin küresel düzeyde bağımsız yönde olan uluslararası strateji izleme politikasına yönelim sağladığı ve gelecek dönemlerde bu krize benzeyen krizlere hazırlıksız yakalanmayacağı değerlendirilebilir. S 400 krizinin sonuçları, yalnızca o dönemle sınırlı olmayıp, uzun vadede Türkiye’nin uluslararası stratejilerindeki eğilimlerini değiştirecek dönüşüm süreci meydana gelmiştir.

Kaynakça

-S-400 ve F-35: ABD ile Türkiye arasındaki kriz hakkında bilinmesi gerekenler. (2019). BBC Türkçe.

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-47809807

-S-400 Meselesinin Perde Arkası. (2019). Zanka.

https://www.zanka.com.tr/505/s-400-meselesinin-perde-arkasi

-S-400 ve F-35 Krizinin Perde Arkası. (2020). Savunma Sanayiist. https://www.savunmasanayist.com/s-400-f-35-krizinin-perde-arkasi/

-S-400 ve Türkiye-ABD İlişkileri. (2020). SETA. https://www.setav.org/assets/uploads/2020/01/A302.pdf

-Trump sonrası dönemde Türkiye-ABD ilişkileri: Güvenlik politikaları bağlamında bir değerlendirme. (2021). SSS Journal. https://sssjournal.com/index.jsp?mod=makale_tr_ozet&makale_id=60235

-S-400 Alımı ve Türkiye-ABD Arasında Yaşananlar. (2020). TASAM. https://tasam.org/tr-TR/Icerik/51451/s-400_alimi_ve_turkiye_-_abd_arasinda_yasananlar

-S-400’ler Türkiye’nin savunması için ne ifade ediyor. (2020). Perspektif. https://www.perspektif.online/s-400ler-turkiyenin-savunmasi-icin-ne-ifade-ediyor/

-Amerika Birleşik Devletleri-Türkiye ilişkileri. (n.d.). Wikipedia. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Amerika_Birle%C5%9Fik_Devletleri-T%C3%BCrkiye_ili%C5%9Fkileri

-Pentagon: Türkiye Rusya’dan S-400 alırsa, F-35 projesinden çıkarılma riskiyle yüz yüze kalır. (2018). BBC Türkçe. https://www.bbc.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46385727.amp

-ABD: Türkiye’yi F-35 programından çıkarma süreci resmen başladı. (2019). Euronews. https://tr.euronews.com/2019/07/17/abd-turkiye-yi-f-35-programindan-cikarma-sureci-resmen-basladi

-Gürsel, K. (2019). S-400 Krizi: ABD’nin amacı ne. YouTube. https://youtu.be/rK5gH2K8yPk?si=kBnmgJgExf76kX2S

-Güne Bakış: Serhat Güvenç ile S-400 Krizi ve Türkiye-ABD İlişkileri. (2019). Medyascope TV.

-Türkiye F-35 projesinden çıkarılırsa ne olur. (2020). CSavunma. https://csavunma.com/turkiye-f-35-projesinin-neresinde/.html

-Aykut, A. (2020). Türkiye milli güvenlik stratejilerinin ABD tarafından algılanışı: S400 krizinin medyaya yansıması. Ulusal Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp

-S-400 krizi: Ne kazandırdı, ne kaybettirdi. (2020). DW Türkçe. https://www.google.com/amp/s/amp.dw.com/tr/s-400lerin-t%C3%BCrkiyeye-kazand%C4%B1rd%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ve-kaybettirdikleri/a-55948140

-Seren, M. (2019). S-400 Yaptırımları ve Türkiye’nin Farkındalığı. Anadolu Ajansı. https://www.aa.com.tr/tr/analiz/s-400-yaptirimlari-ve-turkiyenin-farkindaligi/1544011

-Örmeci, O. (2020). Türk-Amerikan İlişkilerinde 8 Büyük Kriz. IJEASS. http://ijeass.gedik.edu.tr/tr/pub/issue/58658/847249

-Rusya-Türkiye İlişkileri. (n.d.). Wikipedia. https://tr.m.wikipedia.org/w/index.php?title=Rusya-T%C3%BCrkiye_ili%C5%9Fkileri&wprov=rarw1

-Yeltin, H. (2020). Türkiye ve S-400 Hava Savunma Sistemleri: Türkiye-ABD-Rusya İlişkilerindeki Yeri. Anasamasd. https://dergipark.org.tr/tr/pub/anasamasd/issue/63348/960208

-Şensoy, V. (2019). S-400 Alımı ve Türkiye-ABD Arasında Yaşananlar. TASAM. https://tasam.org/tr-TR/Icerik/51451/s-400_alimi_ve_turkiye_-_abd_arasinda_yasananlar

-Yiğittepe, L. (2018). NATO ve Rusya Arasında Türkiye’nin Güvenlik Algılaması: S-400 Krizi Örneği. YEAD.

https://dergipark.org.tr/tr/pub/yead/issue/39485/458050

-Oğuz, Ş., & Dilek, S. M. (2021). Trump yönetiminin CAATSA hamlesi (14 Aralık 2020) ne anlama geliyor. Dergipark. https://dergipark.org.tr/tr/pub/uksad/issue/62621/922670

-S-400: Türkiye’nin Rusya’dan satın aldığı füze savunma sistemi neden krize yol açtı. (2020). BBC Türkçe. https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/articles/c70z4yyv5xko.amp

-S-400, Soçi ve Türk-Rus İlişkileri. (2020). İnsamer.

https://insamer.com/tr/s-400-soci-ve-turk-rus-iliskileri_985.html

-Cumhurbaşkanı Erdoğan: S-400 olayı Türkiye-Amerika ilişkilerini kesinlikle bozmamalıdır. (2020). Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı. https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/cumhurbaskani-erdogan-s-400-olayi-turkiye-amerika-iliskilerini-kesinlikle-bozmamali

-Yeşiltaş, M. (2020). Türkiye-ABD gerginliğinde yeni cephe: S-400. Kriter Dergisi. https://kriterdergi.com/dis-politika/turkiye-abd-gerginliginde-yeni-cephe-s-400

-Yeşiltaş, M. (2020). Türkiye-ABD gerginliğinde yeni cephe: S-400. Kriter Dergisi. https://kriterdergi.com/dis-politika/turkiye-abd-gerginliginde-yeni-cephe-s-400

-Örmeci, O. (2019). Türkiye ve ABD arasında yaşanan S-400 krizi hakkında bazı düşünceler. Politika Akademisi.

-Gürsel, K. (2019). Krizin temelinde derin güvensizlik var: Amerikan tehdidi Rusya’dan S-400 aldırttı. Diken.

-Derman, G. S. (2019). Türkiye ve Rusya S-400 füzesi sistemi için anlaşma sağladı. Ankasam.

-Altuntaş, Ö. (2017). ABD-Türkiye ilişkileri: 1960’lardan bugüne yaşanan krizler. BBC News.

https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41553003.amp

-Mollo, A.Soğuk Savaş sonrası Körfez krizleri ve Türkiye-ABD-NATO ilişkileri. Dergipark.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/203488

-T.C. Dışişleri Bakanlığı. (2020). No: 321, 14 Aralık 2020, ABD’nin ülkemize karşı açıkladığı yaptırım kararları hk. T.C. Dışişleri Bakanlığı.

https://www.mfa.gov.tr/no_-321_-abd-nin-ulkemize-karsi-acikladigi-yaptirim-kararlari-hk.tr.mfa?utm_source

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

Yazar Umut Bağdadioğlu

Diğer Yazımız

SOSYOEKONOMİK FAKTÖRLER VE EĞİTİM: FIRSAT EŞİTLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Fatmanur Subaşı Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, İktisat, Yüksek Lisans Giriş Eğitim, bireylerin toplumsal hayata katılımını …