Büşra Erbil Siyaset Bilimi Uzmanı Edmund Husserl, modern felsefenin önemli akımlarından biri olan “Fenomenoloji”nin kurucusu olarak bilinir. Fenomenoloji, “öz”e ulaşma çabası güder ve felsefenin temellerini doğrudan fenomenlerden hareketle incelemeyi önerir. Husserl’in “şeylere dönmek” (Zurück zu den Sachen selbst!) çağrısı, felsefenin yalnızca kuramlara değil, doğrudan deneyimlenen fenomenlere yönelmesi gerektiğini savunur. Bu yöntem, 19. yüzyılın “öze” dair bilginin mümkün olmadığını öne süren …
Devamını OkuTag Archives: Felsefe
Varlık Felsefesi Serisi – 6 | J. Habermas – ”İnsan, doğası gereği toplumsal bir varlıktır.”
Büşra Erbil Siyaset Bilimi Uzmanı Habermas pozitivizmi de eleştirir ve bilginin araçsallaştırılmasına yol açtığını, olguları nesneleştirerek insan ve doğa üzerinde egemenlik kurduğunu iddia eder. Pozitivizmin bu yönü, bilimin ve aklın toplumsal amaçlardan sapmasına neden olur. Habermas’a göre, bu eleştiriler doğrultusunda sosyal bilimler için daha kapsamlı bir yöntem geliştirilmelidir. Frankfurt Okulu’nun eleştirel teorisi ve hermeneutik geleneğinden yararlanan Habermas, sosyal bilimlerde daha …
Devamını OkuVarlık Felsefesi Serisi – 5 | Martin Heidegger: Noksanlık; Birbirine Ait Olanın Henüz Bir Arada Olamayışı
Büşra Erbil Siyaset Bilimi Uzmanı Martin Heidegger (1889-1976), 20. yüzyıl düşüncesine en fazla etkide bulunan filozoflardan biridir. Heidegger, doğa filozoflarının varlığı dolaysız ve önsel bir biçimde kavradıklarını ileri sürmüştür. Oysa Platon’la birlikte varlığın bu dolaysız ve önsel kavranışı, metafiziğin etkisiyle ortadan kalkmış ve böylece Platon, Batı metafiziğinin de başlatıcısı olmuştur. Bu durumla birlikte felsefe, metafiziğin varlığı açıkladığı bir tarihi boyuta …
Devamını OkuSavaş Olgusunun Felsefi ve Hukuki Gelişimi Bağlamında İsrail’in Eylemleri
Muhammed Nurullah Ketkanlı Balkan Çalışmaları Uzmanı Savaş kavramı, insanlık tarihi boyunca var olmuş ve çeşitli felsefi, hukuki ve ahlaki boyutlarıyla tartışılmıştır. İlk çağlardan itibaren savaş, siyasi, ekonomik ve dini sebeplerle yapılmış; her dönemde farklı anlamlar ve normlar kazanmıştır. Antik Yunan’da savaş, kahramanlık ve erdemle ilişkilendirilirken, Orta Çağ’da dini ve ahlaki boyutları ön plana çıkmıştır. Modern dönemde ise savaş, uluslararası hukuk …
Devamını OkuVarlık Felsefesi Serisi – 4 | Hegel: Minerva’nın Baykuşu Kanatlarını Açıyor Sadece Alacakaranlığın Çökmesiyle
Büşra Erbil Siyaset Bilimi Uzmanı Hegel felsefesinde diyalektik, tez, antitez ve sentez şeklinde ilerleyen bir süreç olarak tanımlanır. Bu süreç, bilincin öz bilince ulaşması, tarihte tinin kendini gerçekleştirmesi ve özgürleşmesi gibi önemli olguları kapsar. Hegel’in diyalektiğinde önemli bir nokta, sentezin tez ve antitezi de kendi içinde barındırmasıdır. Bu diyalektik süreçte, varlığın ilkesi olan tin çeşitli uğraklardan veya momentlerden geçer ve …
Devamını OkuVarlık Felsefesi Serisi – 2 | Leibniz ve Töz Kavramı
Büşra Erbil Siyaset Bilimi Uzmanı “Töz”, felsefe tarihinde Antik Çağ’dan bu yana var olan ve şeylerin altında yatan, onlara zemin olan temel varlık veya varlıkları ifade eden bir terimdir. Felsefi düşünce tarihinde, bu kavram farklı filozoflar tarafından farklı şekillerde yorumlanmıştır, ancak genellikle tüm fenomenlerin temel dayanağı olarak açıklanmıştır. Örneğin, Spinoza’nın felsefesinde töz kavramı merkezi bir yer tutar. Spinoza, tek bir …
Devamını Oku