
24 Şubat 2022 tarihinde Rusya’nın Ukrayna’ya karşı işgal hamlesinin başlamasıyla birlikte Ukrayna, Batı yardımlarını almaya başlamış; bu sayede Rusya’ya karşı savaşı hem finanse edebilmiş hem de Avrupa’ya siyasi olarak daha da yakınlaşmıştır. Bu çerçeveden baktığımızda Rusya’nın da müttefikleri söz konusu. Bunlardan biri bu savaşın askerî desteğinin arkasında yer alan İran’dır.
Batı, Rusya’nın askerî gücüne darbe vurmak adına birçok yaptırım kararı alırken, İran bu yaptırımları delerek Rusya’ya askerî sistemler göndermektedir. Bu yardım, Rus savaş makinesinin Ukrayna’da daha fazla savaşmasını sağlamaktadır. İran, Rusya’ya kısa menzilli füzeler ve Feth 360 gibi füzeler vermektedir. Ayrıca Şahid 136 tipi SİHA, savaşın başından bu yana Rusya’ya transfer edilmektedir. Bu SİHA’lar, Rus güçleri tarafından Ukrayna’nın hava savunmasını ortadan kaldırmak için sürü hâlinde gönderiliyor. ABD istihbaratı, Rus askerlerinin bu füzelerin çalışmaları noktasında eğitimler almak için İran’a gittiğine dair birçok kanıt sunmuştur. Bu sebeple birçok Avrupa ülkesi ve ABD, İran’a karşı ek yaptırımlar uygulamıştır.
Diğer yandan bilindiği üzere İsrail, “Yükselen Aslan Operasyonu” ile birlikte İran’a karşı askerî istihbarat operasyonları yürütmüş ve İran’la oldukça gerilimli karşılıklı çatışmalar yaşanmıştı. Rusya, bu noktada İran’ı bölgede kaybetmek istemiyor fakat söylemler ötesinde de bir harekette bulunmadı. Zira bölgesel çatışmanın Rusya için artıları da söz konusuydu; petrol fiyatlarının yükselmesi ve Rusya’nın yürüttüğü savaşta gözlerden uzaklaşması gibi. Bu, aslında birbirine bağlayıcı denklemler oluşturmamızı zaten sağlıyor: Belirli kritik meseleler olsa da bir Ukrayna-İsrail ittifakı.
Geçtiğimiz günlerde Ukrayna ve İsrail dışişleri bakanları bir görüşme yaparak güvenlik risklerine karşı ikili iş birliklerini güçlendirme kararı aldılar. Burada önemli olan konu, iki tarafın Moskova üzerinden detay vermemiş olması. Fakat tehdit, İran. İran tehdidine karşı ikili stratejik diyalog başlatılması kararlaştırıldı. Rusya’yla da irtibat içerisinde kalan İsrail, İran’a karşı çözüm yollarını bu şekilde derinleştirse de Ukrayna ile İran’a karşı cephe açmanın yolu daha açık gözüküyor.
Diğer taraftan İsrail, normal şartlarda Ukrayna’yla yakın diplomatik ilişkiler içerisinde olsa da Rusya’ya karşı cephe almakta isteksiz davrandığını söylememiz gereklidir; zira Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlara da katılmış değil. Savaşın ilk günlerinde Rusya’yı kınama tereddüdünde de bulundu. Ayrıca 2023 yılında Volodimir Zelenski’nin Tel Aviv tarafından ziyaretinin geri çevrildiğini de hatırlatmakta fayda var. Bu dönemde İsrail’in politikasının genel sebebi Rusya’nın Suriye’deki varlığı olmuştu. Rusya’nın Suriye’deki varlığı İsrail’in güvenlik kaygılarını oluşturmaktaydı. Rusya, bu dönemde İsrail’in Suriye topraklarında, özellikle de İsrail’in kuzey sınırlarını tehdit eden, İran destekli Hizbullah’a karşı operasyonlar yürütmesine izin veriyordu. Aynı zamanda ticari bağların kuvvetli olması ve İsrail’de yaşayan Rus göçmenler konusu da önemli. Bu durumlar, İsrail’in bu dönemde Rusya’yı kışkırtmamasını gerektirmekteydi.
Fakat durumlar bugün çok farklı. Rusya, Suriye’deki gücünü kaybetti ve İsrail bölgede daha rahat hareket ediyor. Bu durum, Rusya’ya olan beklentiyi düşürmüş gibi gözüküyor diyebiliriz. Bu sayede İran’la bağlantılı da olsa Ukrayna’yla daha sıkı ilişkilerin seyri başlamış vaziyette. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı son saldırılarından sonra İsrail Dışişleri Bakanı Saar, “Rusya’nın sivillere yönelik saldırılarını kınıyoruz.” diyerek aslında çok şeyin değiştiğini net olarak göstermiştir. Bunun yanında İsrail, Ukrayna’ya jeneratör, gıda ve kışlık ekipman desteği sağlamış; içme suyu tesislerin sağlanması için de çalışmalar yürütmeye başlamış, bazı Ukraynalıların tedavileri için İsrail’de bakımlarının üstlenildiği de olmuştur.
Ukrayna’nın İsrail’e bakışı ise oldukça yakın. Fakat işgal başlangıcında Zelenski, İsrail’in yetersiz destek sağladığı noktasında eleştirilerde bulunmuş ve hava savunma sistemlerinin transferi noktasında destek talep etmesine rağmen istediğini alamamıştı. Ukrayna, İsrail’den net bir tutum beklerken aslında şimdi istediğini alacaktır diyebiliriz.
Ukrayna’nın 7 Ekim sonrasında İsrail’e desteği net ve sağlam olmuştur. Fakat Filistin’de sivil kayıpların önlenmesini talep etmiştir. Ukrayna’nın bu konuda İsrail’in savunma hakkını net olarak savunsa da dengeli hareket etmeye çalışmaktadır; zira özellikle savaş anında olan Ukrayna, Arap ülkeleriyle ilişkilerini bozmamalıdır.
Zelenski, aynı zamanda Hamas’ın destekleyicileri arasında Rusya, İran ve Kuzey Kore’nin olduğunu da sürekli olarak ima etmiştir. Fakat Zelenski, diğer yandan Gazze’deki duruma da insani yardım sağlanması gerektiğini sürekli belirtmiştir. Ukrayna’nın Filistin Devleti’ni de resmî olarak tanıdığını belirtmemiz gereklidir. Ukrayna, bu çerçeveyi genel hatlarıyla uluslararası hukuka saygı ve Birleşmiş Milletler şartına bağlar. Bu noktada iki devletli çözümden yana hareket etmektedir, diyebiliriz.
Sonuç itibarıyla; Ukrayna, İsrail’in batı dünyasıyla sıkı ilişkisini ve diplomatik ağına güvenmektedir diyebiliriz. Suriye’de ortadan kalkan Rusya etkisi İsrail’i bir nebze rahatlattığı için Ukrayna’ya karşı askerî destek kapasitesi sunmayacak dahi olsa, diplomatik açıdan desteğini arttırabilir.